Ford’un bu müthiş başarısı diğer Amerikan şirketlerini de montaj hattına geçmek, küçük özel (niş) imalatçı olarak kalmak veya iflas etmek durumunda bırakmıştır.
Bu firmalardan bir bölümü Ford’un bazı eksantrik ve tek yöneticilik düşüncelerini değiştirerek, 1920’ler ve 1930’larda ona karşı güçlü bir rekabet yaratan ortak şirketleri General Motors’da birleşmişlerdir. Bu dev şirketin baş mimarı olan Alfred Sloan, geniş ve farklı otomobil modelleri yelpazesine, daha sık model değişikliği yaklaşımına ve kısmen üretim mühendislerinden gelen, kısmen de A&G faaliyetleri sonuncunda ortaya çıkan sürekli küçük iyileştirmelere dayalı çok daha ileri bir strateji geliştirmiştir.
Sloan, ayrıca işletmede çeşitli işlevler ve piyasanın farklı kesimleriyle ilgili sorumluluklar yüklenen bölümlere ayrılmış bir şirket yapısı getirmiştir. Bu arada Ford’un önemli yönetici personelinden pek çoğu onu terk ederek GM’ e katılmıştır.
Sloan (1963) temel araştırma faaliyetlerinin de GM bünyesinde yer almasını desteklemiş ve bu kararını yazmış olduğu kitapta, şirket stratejisinin miyop bakışlı bir kısa dönem kar maksimizasyonu yaklaşımı üzerine değil, uzun dönemli karlılık üzerine kurulması gerektiğini söyleyerek savunmuştur. GM’in gerçekleştirdiği en önemli buluş ve yeniliklerden bir kısmı paradoksal olarak, otomobil sanayisinin dışında dizel elektrik lokomotifleri ya da kimya sanayilerinde ortaya çıkmışsa da, gerçekten çok başarılı bir A&G faaliyeti yürütülmüştür. Dayton Engineering Laboratories Şirketinin, 1919’da satın alınmasıyla iki seçkin mucit, Charles Kattering ve Thomas Midgley GM araştırma laborutuvarlarına alınmış ve birçok önemli yeniliğin ortaya çıkmasında öncü rol oynamışlardır. Kettering 1930 yılında, dizel elektrik teknolojisinde, daha o zamana göre önemli derecede ileride olan şirketin satın alınması için GM’yi ikna etmiştir.
Womack et al’ın işaret ettikleri gibi, GM’in araştırma laborutuvarı “bilim adamları ve mühendisleri dünyada şu anda bütün otomobil fabrikaları tarafından emisyon standartlarına uygun otomobiller üretmede kullanılan katalitik eksoz teknolojisini-üstelik çok kısa bir süre içinde- mükemmel hale getirerek dünya otomobil sanayisine hayati bir yarar sağlamıştır. “Womack ve arkadaşları öte yandan, GM’nin otomobil üretiminde radikal yenilikler getirmede neden başarılı olamadığı konusunda da ilgi çekici yorumlar yapmaktadır: “Ne yazık ki herhangi bir krizin -yani şirketin geleceğinin tehlikede olduğu ve bilgi akışı önündeki normal örgütsel engellerin geçici olarak ortadan kaltığı bir durumun- var olmadığı dönemlerde yeni fikirlerin araştırma merkezinden piyasaya süzülmesi çok uzun zaman almaktaydı.” Yazarlar GM’nin başarısızları arasında Corvair Projesini (1950’ler), Vega Projesini (1960’lar), X-Car Projesini (1970’ler) ve 1980’lerin sonunda GM-10 ürünleri için kurulan yüksek teknoloji fabrikalarını saymaktadırlar: “Bunların her birinde uygulamalar, başlangıçtaki teknolojik hedeflere ulaşmadığı için yeni ürünler ya da fabrikalarla ilgili yenilikçi düşünceler batağa saplanmıştır.”
Womack et al., GM’in savaş döneminde ve savaş sonrası yıllarda otomobil üretiminde neden daha fazla yenilikçi olmadığı konusunda ilginç bir açıklama daha getirmektedirler. Onlara göre, Sloan elektrik mühendisliği dalında MIT mezunu olduğu halde şu görüştedir:
Otomobillerimiz tasarım açısından rakiplerimizin en iyi ve güçlüsü ile hiç olmazsa eşit düzeyde olduğu sürece, teknik tasarım konusunda önder olmak ya da belli olmayan deneylerin riskini taşımak gerekli değildi. (Sloan 1963)
Womack et al., aralarında GM’nin egemen şirket olduğu ve sadece üç üreticinin oluşturduğu sıkı oligopolcü yapının köklü yenilikler yapılmasını önleyici bir etki yarattığını savunur gibi görünmektedir:
GM şirketi Kuzey Amerikan otomobil piyasasının yarısını ele geçirdikten sonra -türbin gücüyle çalışan bir kamyon ya da plastik gövdesi olan bir otomobil gibi- gerçekten devrim yaratacak bir yenilik Ford ve Chrysler’in iflas etmesine neden olabilirdi. Otomobil üreticilerinin içine düşecekleri böyle kötü bir durum, kuşkusuz bu en büyük sanayi dalında tekelleşmeyi önleme çabasında olan ABD hükümetinin dikkatini çekecekti. Böylece dikkatli davranmanın gereği anlaşılabilmektedir. GM yapacağı yeniliğin, sonunda şirketin parçalanmasına yol açmasını da istememiştir. (Womack 1990)