Test Sürüşü ve Fotoğraf: Umut Özgür SUNAY | Sedat Yalın AHBAB
ASTON MARTIN DBX SUV TÜRKİYE’DEKİ İLK TEST SÜRÜŞÜ…
Test Fotoğraf Galerisi -1.
10.YIL sayımızda yine dergi olarak bir ilke imza attık. Aston Martin DBX Suv aracın Türkiye’de ilk test sürüşünü dergimiz yaptı. Ayrıca, bu test sürüşümüzde bize SOLOTÜRK’ün kurucusu ve eski Savaş Pilotu Bnb. Sedat Yalın AHBAB eşlik etti. Aston Martin DBX Suv aracı Sedat Yalın AHBAB bey ile beraber test etmiş olduk. İşte bu özel aracın detayları:
Aston Martin Suv aracı rakiplerine göre farklı tasarımı ile ön plana çıkmayı başarmış. Bunun yanı sıra daha önce Aston Martin Suv bir araç üretmediğinden dolayı bu araç daha önce üretimi olan hiç bir Aston Martin alt yapısı üzerine inşa edilerek yapılmadı. Yani araç sıfırdan ve alt yapısı tamamı ile yeni baştan tasarlandı. Bu sebeple markanın ilk Suv aracı olan DBX daha önce herhangi bir alt yapıya sahip olmadan sıfırdan üretilen ilk aracı. Şimdi bu da ister, istemez merak konusu. Marka Aston Martin olunca ve araç bir Suv-4×4 ise genelde herkesin dikkatini çeker. Zaten aracı Sedat Yalın Bey’e götürmek üzere teslim aldığım an o duruş, görüntü ve görkemli cadde gidişi kükreyen sesi ile de dikkatleri çekiyordu.
Testini yaptığımız araç üretilen ilk 500 serisi arasında olduğu için bunu ifade etmek adına yanına bir logo konulmuş. Aston Martin mühendisliği ile 54:46 ağırlık dağılımı sayesinde oturaklı ama kıvrak hareket edebilen, 4.0 / V8 benzinli 550 HP ve 700 Nm tork sunan motoru ilk kalkışta bile çok hızlı bir performans devir sunmayı başarırken, buna artı ek olarak ise; ön ve arkada yer alan 3 odacıklı havalı amortisörler farklı bir sertlik, yumuşaklık donanımı ayarı sayesinde size ilk kalkışta bir süpriz yaratıyor. Aracın gazına kalkış esnasında ufak bir şekilde dokunsanız bile ön tarafta hıza duyarlı havaya kalkan amortisör sizi geriye iterek yapıştırırken motordan çok agresif bir seste buna eşlik ediyor ve siz kendinizden çoktan geçmiş oluyorsunuz. 🙂 Bu kullanıcıya ve yolculara o hissi yansıtmak amacı ile yapılmış İngilizler tarafından bir oyun olarak düşünüyorum. Bunu mühendislik çalışması ile yansıtarak vermeyi başarmışlar.
DBX, kendine has bir alüminyum şasi platformunun oluşturulmasıyla başlayan yoğun bir geliştirme programı ile büyük çalışmalar sonucu tasarlandı. Başlangıçtan itibaren DBX, bir Aston Martin GT otomobilinin temel karakterini korurken, başka hiçbir modele benzemeyen pratiklik ve işlevsellik sunarak hem yolda hem de arazide rakiplerinden üstün olduğunu da kanıtlamayı başardı. “DBX”, dört çeker bir SUV olmasına karşın ihtiyaç halinde tüm çekiş gücünü arka tekerleklere ileterek, yüzde 100 arkadan itişli bir spor otomobil deneyimi yaşatıyor. Arka taraftaki elektrikli diferansiyel (E-Diff) sayesinde virajlardaki mükemmel performansıyla da dikkat çeken “DBX”, 638 litre bagaj hacmi ile rakiplerinden daha büyük bir yükleme kapasitesine sahip.
Aston Martin DBX aracı Sedat Yalın AHBAB ile Türkiye WRC ralli yarışlarının yapıldığı İstanbul etaplarında da zorlu arazi şartlarında performansını, sağlamlığını sırayla zorlayarak ayrıca test ettik. Aracın üzerinde ki lastikleri spor asfalt donanımına uygun olduğu halde sürekli 4 çeker olan Suv gerçekten 3 farklı hız yükseklik ayarına sahip havalı amortisörleri ile de güzel iş çıkarmayı başardı. Bizi yolda bırakmadı. Ayrıca araç üstün performans ve yol tutuşu ile de üzerinde ki lastikler ile herhangi bir şekilde bize güvensizlik hissi vermedi olumsuz şekilde bir geri dönüş ve tepkime yaşatmayan DBX, Ralli WRC etaplarında kırılmazlığını ve sağlamlığını gözler önünde kanıtladı. Kör nokta uyarı sistemi, şerit takip asistanı, otomatik uzun far sistemi gibi birçok elektronik güvenlik opsiyonu da DBX’te standart olarak gelen diğer özelliklerden. Hiçbir rakibinde bulunmayan altı farklı sürüş modu, 9 ileri tam otomatik şanzımanıyla iddiasını ortaya koyuyor.
DBX aynı zamanda 22 inç jantlar, off-road sistemi, panoramik cam tavan, Adaptive Cruise Control, Otomatik Acil Fren Sistemi, Çocuk Yolcu Koruma Sistemi, 360 derece kamera, Kör nokta uyarı sistemi, şerit takip, şeritten ayrılma uyarısı, sürücü durumu alarmı ile güvenlik donanımları sahip bir SUV. DBX’te 4.0 V8 benzinli 550 HP ve 700 Nm tork üretebilen motor çok agresif bir şekilde 0’dan 200km hıza ulaşıyor. 200km’den itibaren hızlanmada aracın ivmelenmesi biraz daha yavaşlıyor.
Aracın içerisinde donanım olarak kırmızı, vişne rengine yatkın olarak kaplanmış deri koltukları ile şık duruyor. DBX hıza duyarlı bir araç olduğundan yere daha yakın bir Range Rover kadar büyük hacimli ve yerden yüksekte değil. Çok daha kompakt SUV şeklinde tasarlanmış. Aston Martin’nin kimliğini yansıtmayı başarmış. Fakat Aston Martin normal super spor araçlarının yaşattığı duygudan ve histen çok daha farklı bir yapısı ve kullanım hissiyatı var.
DBX’e alt yapı ve şasi duruşu tasarımı olarak bakarsak; evet ikiside gerçek bir ingiliz markası olan Range Rover’ın ilk zamanlarda çıkan nesli “Evoque” alt yapısı ile şasi olarak bir benzerlik gösteriyor. Bunu görmemek bir hata olmasa da, Evoque alt genişlik, alt karoser, yol tutuşu hatta arazi performansı bile nerede ise aynı diyebilirim. Fakat şasi üstüne konuşlandırılmış olan bu üst karoser ve tasarım çok daha bir coupe havasında arkaya doğru gidildikçe daralabilen bir tasarım ile aracın rüzgar direnci ve performansı düşünülmüştür. Tüm bu şekilde ele alarak baktığımızda ise aracın içindeki şanzıman geçişleri ve vites yapısınında Range Rover Evoque ile benzerlik göstermesi de olası bir durumdan ibaret. Hatta iç hacime kadar da bu benzerlik nedense devam ediyor. Bir farklı bakış açısı olarak bu tarz araçların güçlü motoru ile benzinli olması sebebi ile daha fazla yakıt tüketmesi de aslında olası bir durumdur. Fakat söylemem gerekir ise Aston Martin mühendisleri bu ağırlığın ve şasi yapısının üzerine öyle bir şekilde bu karoseri ve iç detayları tasarlamış oturtmuş ki, DBX’in motoru ile karoser (kasası) çok uyumlu olduğu için beklenenden az yakıt tüketiyor.
SEDAT YALIN AHBAB Test Sürüşü yorumları: Başta bir araba uzmanı olmadığımı ve tamamen sıradan bir kullanıcı olarak bu değerlendirmeyi yaptığımı belirtmek isterim. Aston Martin DBX aracının bana ilk verdiği izlenim ister çamur ister yarış pisti virajları veya her ikisi ile olsun; hayatın karşınıza çıkaracağı her şeyle başa çıkabileceği yönünde oldu. Dış görünüşü, sert köşeler ve değişik bölgelerde alışılmışın dışında hatları ile bana göre aracın hem sportif hem SUV tarzını güzel yansıtmış. Beni en çok etkileyen unsurlardan bir tanesi her devirde farklı bir tonda gelen motor sesi oldu diyebilirim. Evet; bir jet sesi değil ama gürültü araçta güzel bir şekilde değerlendirilmiş; çevrede daha kabul edilebilir aralıklarda sessiz bir homurtu, devir sayacının daha yüksek seviyelerine ulaştığınızda sert kenarlı bir vızıltı ile bas sesine dönüşüyor.
Performansı bir SUV araç için çok etkileyici. Yaptığım sürüşte 0-100 km/s hızlanması bir yer jet uçağı akselerasyonunda olmasına rağmen 100-200 km/s hızlanması yine iyi olmakla beraber 0-100 km/s heyecanını doğal olarak veremiyor. Yol tutuşu sert ve hızlı girilen virajlar, ani kaçışlar gibi denemelerde gösterdi ki araç yoldan ayrılmamak için tasarlanmış.
Sizin fazla verdiğiniz bir kumandayı aynı uçak kumandalarını yöneten bir uçuş bilgisayarı gibi önce değerlendirip sonra gerekli aksamlara gerektiği kadar iletiyor. Şanzıman geçişleri hissedilmeyecek kadar yumuşak ve konforlu.
Farklı sürüş modlarında aracın yükselip alçalması değişik arazi ve yol koşulları için iyi düşünülmüş ve etkili. İç mekanda neredeyse her şey deri. Sevenler için güzel ama ben pek deri tercih eden bir sürücü değilim. Yine de bu seviyede bir araçtan beklenecek iç konfor araçta mevcut. Bu noktada olumsuz olarak belirtebileceğim konu aracın multimedya sisteminin günümüz araçları ile yarışamayacak seviyede olması diyebilirim. Örnek olarak multimedya ekranının dokunmatik olmaması verilebilir. Sonuç olarak; kaliteli işçiliğin, performansın, arazi tutkusunun, ailenin bir araçta buluştuğu; mevcut değerinden dolayı kısıtlı bir kullanıcı grubuna hitap edebilecek güzel bir araba olarak değerlendiriyorum.
—————————————————-
Sonuç olarak araca baktığımızda; Ülkemizde ki yüksek vergi dilimleri sayesinde bu tarz araçlara ulaşmak ve kullanmak sadece belirli bir kesime hitap edenlere ait oluyor. Zaten anavatanı olan İngiltere’de dahi halk maalesef bu tarz araçlara zaten orada da binemiyor. DBX’in asfalt yol tutuşu arkada olan inanılmaz geniş lastikleri ön tarafa’da konulduğu için çok yüksek hız aralıklarında özellikle virajlardan etkilenmeyerek kayma yapmadan girip-çıkmayı başarıyor. Aracın fren tepkimesi ve hissiyatını ben ve Sedat Yalın Ahbab olması gerekenden biraz daha düşük bulduk. Frenleri ve tepkisi çok daha iyi olabilirdi. Aracın üzerinde bulunan kısıtlı ve gaza oranla oynar amortisor sistemi aracın fren tepkisini absurme ederek zayıflatabilir gibi bir etki yaratmış. İngilizlerin bunu da düşünebilmesi daha iyi olacaktı. Araç gayet zevkli ve herkesin rüyalarında sahip olunması gereken bir araç gibi farklı bir tasarıma ve güce sahip. Fakat özellikle Lamborghini Urus 4.0 litre gibi en yakın bir rakibe sahipken üstelik 0-100km hızlanması sadece 3.6 saniyede ve diğer rakibi olan Bentley Bentayga Suv 0-100km hızlanması 3.9 saniye iken bu 3 Super Spor Suv’un aralarından fazla bir fiyat farkıda bulunmadığından gerçekçi olunması gerek ise Aston Martin DBX’in işi biraz zor gibi…
Test Fotoğraf Galerisi -2.