Hibrit şanzımanlar; geleneksel olarak, verimli bir otomatik şanzımanı alıp, tork konvertörünü daha yüksek bir enerji yoğunluğuna sahip bir elektrik motoru ile değiştirerek üretilir. Teknoloji şirketi ZF, yeni nesil 8 vitesli otomatik şanzımanı özellikle hibrit araçlara yönelik olarak tasarladı ve geliştirdi. Modüler yapı sistemi sayesinde standard, mild ve plug-in hibrit tahrik sistemleri kullanarak 24 ile 160 kilowatt arasında en iyi performansı elde etmek mümkündür. Güç elektroniği artık ayrı bir ünite olarak tasarlanmayıp, şanzımanın dış boyutunu büyütmeden tamamen kasa üzerine entegre edilmiştir. ZF, yeni ve eskisine göre önemli oranda küçültülen hidrolik kontrol ünitesi ile elektrikli ve elektronik bileşenler için ihtiyaç duyulan kurulum alanını oluşturdu.
Plug-in hibrit: YeniElektrikli Motor, Yüksek Güç Yoğunluğu Demektir
ZF, içten yanmalı motorların 2030 yılına gelindiğinde tüm yeni araçların en az %70’ini oluşturmaya devam edeceğini öngörüyor. Oysaki plug-in hibrit tahrik sistemi, motorda karbondioksit salınım oranını önemli ölçüde azaltabilir. Bu durum, yalnızca şarj ile günlük trafikte araç kullanmayı mümkün kılacak bir elektrik menziline ve elektrik gücüne bağlıdır. ZF, yeni nesil 8 vitesli otomatik şanzımanın şarjlı modeliyle bunun temelini attı. Elektrikli motor, maksimum 160 kilowatt gücünde olup, 80 kilowatt‘lık aralıksız çalışma özelliğine sahiptir. İçten yanmalı motor devreye girmeden elde edilecek maksimum tork 450 Nm‘dir. Bu sayede elektronik mod ile içten yanmalı mod arasında hızlı geçiş mümkündür. ZF, kendi bünyesinde geliştirilmesine ağırlık verdiği yeni nesil elektrikli motorlar ve bunlarda sargılı bakır tel yerine kaynaklı bakır çubuk kullandığı için, montaj hacminde ciddi bir artış olmuyor. “Saç tokası tekniği” olarak bilinen bu teknoloji, bakır yoğunluk seviyesinin önemli ölçüde artmasını sağlıyor ve böylece güç yoğunluğu üzerinde de belirleyici bir etkiye sahip oluyor.
Mild hibritler: Çözüm Çeşitlilikte
Yaklaşık 300 voltluk yüksek gerilimli plug-in hibritlerin dışında, önümüzdeki on yılda mild hibritler de pazarda büyük bir role sahip olacak. 48 voltluk gerilim seviyesine sahip bu sistemler, rejeneratif frenlemeden kazanılan enerjinin ileride tahrik gücü olarak kullanılmasını mümkün kılmakta ve bu sayede karbondioksit salınımında önemli oranda düşüş sağlamaktadır. Üstelik, mild hibritler, geleneksel içten yanmalı motorların kısa süre içinde nispeten yüksek oranda zararlı madde salınımı yaptığı sürüş koşullarında, çalıştırma ve hızlandırma işlemleri sırasında ilave güç sunarak çevreyi kirleten salınımları azaltır. 48 voltluk tahrik sistemleri, aktarma organlarının farklı noktalarına monte edilebilir. Motor çıkışında krank miline (“Konum 1”) ve giriş miline (“Konum 2”) kurulum yapılması özellikle faydalıdır. ZF’nin yeni nesil sistemleri, her iki kuruluma da uygundur. Elektrikli motor, maksimum 25 kilowatt’lık enerji elde edebilir ve bu sayede içten yanmalı motorları, hemen hemen tüm çalışma parametrelerinde en verimli şekilde destekleyebilir.
Tüm Hibrit Versiyonlarıyla Akıllı Uyum
Yeni 8 vitesli yapı kitinin ilave bileşenlerinden her biri, hibrit işletim için akıllı yöntemlerle tasarlanmıştır. Özellikle yağ devresinde bunu açıkça görmek mümkün. Önceleri, iki yağ pompası kullanılmaktaydı: Doğrudan içten yanmalı motorla harekete geçen oldukça verimli kanatlı hücre pompası ve elektrikli işletim için ikinci bir elektrikli pompa ve/veya sinyal hafızası. Gelecekte ise tek bir güç ayırma pompası kullanılacak. İçten yanmalı motor kapatıldığında, küçük ve doğrudan bağlanan elektrikli motorla harekete geçirilir. Yeni şanzıman sisteminin mekaniği de hibrit işletimin verimli olmasına katkıda bulunur. Dört planet dişli takımı ve beş vites elemanı olan gövdesi aynı olsa da, sürtünme gücünün ince ayarlanması sayesinde verimlilik daha da artırılmıştır. Bu sayede, karbondioksit salınımı, içten yanmalı motorla çalıştırma sırasında kilometre başına 1 gram düşürülmüştür.Elektrikli işlemlerde, işletim menzili de buna göre artırılmıştır.
ZF Friedrichshafen AG
Güç aktarma organları, şasi teknolojileri ve aktif/pasif güvenlik teknolojilerinde küresel bir lider olan ZF, yaklaşık 149.000 kişilik global işgücü ile 40 ülkede ve 230 noktada faaliyet göstermektedir. ZF, 2018 yılında 36,9 milyar Euro’ya ulaşan bir ciro ile dünya çapındaki en büyük otomotiv tedarikçilerinden biridir. Araçların görmesini, düşünmesini ve uygulamasını sağlayan ZF, özellikle daha çevreci ve verimli elektrikli tahrik sistemleri yanında, çağdaş güvenlik teknolojileriyle donatılmış araçlar sayesinde trafik kazalarının yaşanmadığı bir dünya için her yıl cirosunun %6’dan fazlasını araştırma ve geliştirmeye ayırmaktadır. Kapsamlı ürün portföyü ile ZF, sadece binek araçlarda değil, ticari araç ve endüstri teknolojisi sektörlerinde de hizmet ve mobilite çözümleri sunmaktadır.
ZF Friedrichshafen’ın Aftermarket Bölümü, entegre çözümleri ve tüm ZF ürün portföyüyle araçların kullanım ömürleri boyunca performans ve verimliliğini garanti etmektedir. ZF Aftermarket, kanıtlanmış marka ve ürün kombinasyonları, dijital yenilikleri, özelleştirilmiş ürün ve servisleri, dünya çapında yaygın servis ağı ile ZF’yi güvenilir bir iş ortağı ve küresel otomotiv aftermarket pazarının en büyük ikinci markası olarak konumlamaktadır.