Opel ekibi, geleceğin araçlarının neler yapabileceğini göstermek amacıyla önce olası kullanım senaryolarını belirledi. Bunlar, “bir yaya veya farklı bir durumdan kaynaklanabilecek olası tehlike” ve “durumun güvenli hale geldiği, yayadan kaynaklanan tehlikenin ortadan kalktığı” senaryolar oldu. Basit bir ifadeyle, bu senaryolar çoğu sürücünün günlük hayatta karşılabileceği durumları temsil ediyordu. Örneğin, topu yola kaçan bir çocuk veya park halindeki iki aracın arasından aniden çıkan bir yaya gibi. Bu durumları dikkate alan ekip, Grandland test aracınahem nesneleri ve hareketleri algılayabilen bir kamera sistemi hem de yapay zeka desteğiyle niyetleri tahmin edebilen bir algoritma entegre etti. Ardından, bu sistemleri destekleyecek aydınlatma teknolojilerini geliştirmeye başladı.
Grandland, SAE Seviye 3 veya üzeri modda çalışırken ön ve arka göstergelerini sürekli olarak camgöbeği renginde yakarak diğer yol kullanıcılarına net bir sinyal gönderiyor. Bu sırada diğer imza aydınlatmaları her zamanki beyaz renginde kalıyor. Kamera sistemleri ,aracın önünde bir yaya tespit ettiğinde imza aydınlatması eflatun renge dönüyor ve ekran aynı renkte bir uyarı sinyali gösteriyor. Böylece yaya, aracın yaklaşmakta olduğunu görsel olarak fark ediyor ve araç da yavaşlamaya başlıyor. Grandland durduktan sonra imza aydınlatması bu kez yeşile dönüyor ve ekranda yaya geçitlerindeki ışıklarda görülen “yürüyen yeşil figür” beliriyor. Bu da, aracın tehlikeyi fark ettiğini, durduğunu ve yayanın artık güvenle geçebileceğini gösteriyor. Durumun yapay zeka algoritması tarafından yönetilemediği durumlarda ise sistem, sürücüyü aracın kontrolünü devralması konusunda uyarıyor. Bu yapı, ADAS protokollerine ilişkin sektörel standartlarla da tamamen uyumlu.




















































































