Pazarlar açısından bakıldığında ise AB ülkelerinin öneminin orta vadede değişeceğini düşünmediklerini belirten Çelik, “Yüzde 75-80 aralığındaki ihracat payı bir süre daha devam edecektir. Ülkemizde üretim yapan OEM’ler AB’deki talep doğrultusunda hibrit araç yatırımlarına yöneldiler. Dolayısıyla hibrit araçların ihracatımız içerisindeki payı giderek artıyor. Elektrikli araçlara talep arttığında bu yönde de yatırımların yapılacağını düşünüyoruz. Tedarik endüstrisi de bu doğrultuda dönüşüm yaşanacaktır.” dedi.
Diğer taraftan konvansiyonel araçlara yönelik talebin Orta Doğu, Kuzey Afrika, Latin Amerika Ülkeleri ile Rusya ve Ukrayna gibi ülkelerde daha uzun süre devam edeceğini düşündüklerini de aktaran Çelik, “Dolayısıyla Türkiye otomotiv endüstrisinin bir taraftan gelişmiş ülkelerdeki talep doğrultunda dönüşümüne devam ederken, diğer taraftan geleneksel araç üretimindeki güçlü konumunu da devam ettireceğine inanıyoruz. Önümüzdeki yıllarda otomotiv endüstrimizin çok yönlü bir şekilde gelişmeye devam edeceğini ve farklı araç tiplerini, aksam ve parçaları aynı anda üretip, ihraç edeceğini düşünüyoruz. Bu da otomotiv endüstrimizin yoluna daha güçlü devam etmesini sağlayacaktır.” şeklinde sözlerini tamamladı.