Test Sürüşü: Ford C-Max

®
Çok Okunanlar

Hot Wheels™ Legends Turu İlk Kez Türkiye’de

Otomobil tutkunlarının kendi özel üretim araçlarını sergileyerek 1:64 değişiklikle bir Hot Wheels die-cast modeline dönüştürme imkanı yakalayacağı global etkinlik,...

Doblo, temmuz ayı boyunca geçerli 400 bin TL’ye kadar 12 ay vadeli

FIAT FROFESSIONAL’DAN TEMMUZ AYINA ÖZEL YÜZDE 0 FAİZLİ FİNANSMAN İMKANLARI! Yenilikçi modelleri ile ticari araç müşterilerinin hayatını kolaylaştıran FIAT Professional,...

Türkiye’deki İlk Kapsamlı Raporunu TOKKDER Yayımladı

Günlük Kiralama Sektörünün Türkiye’deki İlk Kapsamlı Raporunu TOKKDER Yayımladı! Tüm Oto Kiralama ve Mobilite Kuruluşları Derneği (TOKKDER), günlük araç kiralama...

Dacia, Avrupa perakende pazarındaki güçlü yapının korudu

Dacia markası, 2025 yılı ilk yarısında dünya çapında 356.084 adet satış gerçekleştirerek, geçen yılın aynı parlaklıklarına göre %0,7 oranında...

Eurorepar Car Service’in Avrupa’daki En Büyük 6’ncı Pazar

Çok Markalı Bakım Sektörünün Yaygın Şirketi, Eurorepar Car Service, 2025’te 75 Şehirde 300’den Fazla Servis Noktasına Ulaşacak! Eurorepar Car...

PETRONAS Madeni Yağlar Geliştirilmiş PETRONAS Urania’yı Tanıttı

PETRONAS Madeni Yağlar, Karayolu Taşımacılığının Değişen İhtiyaçlarına Yanıt Veren Geliştirilmiş PETRONAS Urania’yı Tanıttı PETRONAS Madeni Yağlar (PLI), bugün ticari araçlara...

Stellantis 74 Milyar Euro’dan Fazla Net Gelir Bekliyor

Stellantis Yılın İlk Yarısında 74 Milyar Euro’dan Fazla Net Gelir Bekliyor... Türkiye’deki Hacim Artışı Stellantis’in Orta Doğu ve Afrika Bölgesindeki...
Aslında, Ford C-Max’ın test yazısına, kompakt sınıf minivanların kısa tarihçesi ile başlamayı düşünüyordum, ancak annemin ilk tepkileri ile başlamak çok daha iyi olacak sanırım. Otomobillerden hiç anlamayan birinin yapacağı yorumların teste eğlence ve biraz daha objektiflik katacağını düşündüğüm için; zaman zaman annemi de alırım test aracına. Bugüne dek kendi sahip olduğum otomobillerden rahmetli babamın otomobillerine, eşin dostunkilere derken; epey bir marka ve modelle tanışıklığı vardır annemin, hangisinin ne marka ya da model olduğunu bilmese de. Ancak, dün ilk kez Ford C-Max’in içine girip yola çıktığımızda öyle bir tepki verdi ki, bugüne dek böyle bir şey görmemiştim. C-Max’in yüksek oturma pozisyonu, fütüristik kokpitin genel görünümü, çok ileri uzanan ön cam nedeniyle hemen önümüzde uzanan geniş “güverte”, cam tavan ve açık renk döşeme ile tamamlanan ferahlık hissi annemin yüzünde istemsiz bir gülümsemeye yol açtı ve hemen sordu: “Ne marka bu? Kaç liradır? Ayy çok güzel bu, şuna bak gemide gider gibi”. Bu yoruma itiraz edecek birileri çıkacağını sanmıyorum, gerçekten de ön koltuklarda oturanlar, adeta Titanik’in burnunda -tabi ayakta değil- yolculuk yapıyormuş gibi hissediyor. Yüksek oturma pozisyonuna ek olarak; kalın A sütunları (her ne kadar görüşü olumsuz etkilese de), ön cam içindeki derinlik, otomobilin genel sessizliği ve orta sert süspansiyonun birleşimi, insana kendini dış dünyadaki her türlü tehlikeden tamamen soyutlanmış hissettiriyor. Bir Ford klasiği olarak, sınıf standartlarını belirleyen sürüş özelliklerine daha sonra değineceğim.

C-Max’in tasarımı kompakt sınıf minivanlara tipik bir örnek. Silüeti ve orantıları, tam da bu sınıftan beklendiği gibi. Far ve ön panjur tasarımı, yan gövde panellerinin kat izleri gibi detaylarda ise güncel Ford tasarım dili hemen kendini gösteriyor. Bu anlamda hem tipik bir minivan, hem de tipik bir Ford. Otomobile güçlü ve dinamik bir görünüm kazandıran detaylar, özellikle ön ve yan bölümlerde toplanmış, ne yazık ki C-Max’in arka tasarımı için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Kia’dan alınmış gibi duran stoplar yerine, S-Max ve Mondeo’dan tanıdığımız yassı beşgen stoplar bence hem daha dinamik olurdu, hem de tasarımdaki Ford kimliğini daha fazla vurgulardı. Yatık ön camın kaputun ortasında bitmesi nedeniyle, ön kapı camıyla A sütunu arasında da üçgen camlar kullanılmış, ancak kalın A ve B sütunları bu camları bir hayli işlevsiz kılıyor. Geniş açılan kapılar sayesinde kabine giriş çıkışlar rahat. Elektrikli bagaj kapağı da C-Max’in artılarından. 10 yıl öncesine kadar, otomobillerin kapılarında plastik koruma çıtaları olurdu. Ancak; tıpkı eskiden gövdeden ayrı ve çıkıntılı duran tamponların zaman içinde gövdeyle tamamen kaynaşması gibi, koruma çıtaları da yerlerini görsellikten öte bir işlevi olmayan kat izlerine bıraktı. C-Max de bu konuda bir istisna değil. Kapıların alt kısmında bir dönemin konsept otomobillerinde sıkça rastladığımız, günümüzdeyse otomobil tasarımının demirbaşlarından olan ütü izleri dikkat çekiyor. Yüzeylerin daha büyük oluşu ve C-Max’in kompakt sınıf bir aile otomobili olması nedeniyle, tasarımın geneli Focus ve Fiesta’ya nazaran daha sade.

C-max’in içine girdiğinizde de, tipik bir Ford kokpitiyle karşılaşıyorsunuz. Güncel binek Ford modellerinin tümünde gördüğümüz kokpit, C-Max’te de ufak tefek orantı ve detay değişiklikleriyle yer alıyor. Etkileyici ve güçlü görünen kokpit, kullanım konusunda da temiz. İlk kez kullandığım C-Max’te hiç bir butonu aramam gerekmedi. İlk nesil Focus’tan bu yana, kompakt sınıfta çok başarılı bir müzik sistemini standart olarak sunan Ford, C-Max’in ikinci neslinde de geleneği bozmamış. İki renkli (bej ve siyah) iç mekan, geniş cam yüzeylerin yanısıra, cam tavanın ve tüm kumaş döşemelerin açık renkli oluşunun da etkisiyle son derece ferah. Bu arada, kokpitteki havalandırma ızgaralarının ayar noblarının (nob: çevirmeli düğme) bile krom süslemelere sahip olması, C-Max’in işçilik konusunda da takdir toplamasını sağlıyor. Eskiden bu tür süslemeleri sadece orta üst ya da üst sınıf otomobillerde görürdük. Basit bir plastik butonu ya da nobu tek kalıpta üretmek mümkünken, krom süslemeler kullanıldığında hem kalıp sayısı artıyor hem de küçücük bir buton için bile ekstra montaj yapılması gerekiyor; bu da maliyet demek ve Ford bu maliyetten kaçmamış. Dinamik tasarımlı göstergeler, sportif hissettirirken, okunaklı olmalarıyla da göz dolduruyor. Anlık tüketim, ortalama tüketim, kalan yakıtla gidilebilecek mesafe, günlük sayaç, toplam sayaç gibi bilgiler, 2 büyük göstergenin (hız ve motor devir göstergeleri) arasında bulunan ekrandan sürekli takip edilebiliyor.
Gelelim sürüş özelliklerine. İlk nesil Focus’u yollara çıkardığında, kompakt sınıfta tasarımıyla (New Edge) olduğu kadar sürüş özellikleriyle de adeta devrim yaratan Ford, sonrasında tüm model gamıyla bunu devam ettirdi ve hemen hemen tüm Ford modelleri sürüş zevki ile birlikte anılır oldular. C-Max de bir istisna değil. Dizel motor ve 6 vites ikilisinin benim gibi sürücüleri sürekli düşük devir kullanmaya itmesine ve bu şekilde seyahat edildiğinde son derece huzurlu bir ortam sunmasına karşın, canınız biraz eğlenmek isterse C-Max buna da hazır. Focus kadar sert olmasa da, sert sayılabilecek süspansiyonu, konfordan da fazla feragat etmeden belirgin bir dinamizm ve denge kazandırıyor C-Max’e. Direksiyonu, Japon rakiplerininki gibi “tüy sıklet” değil, pedallar bir tık daha sert; ancak bunlar aracın dinamik süspansiyon sistemiyle birleştiğinde sınıfını aşan bir sürüş keyfi sunuluyor. Hangi viteste olursanız olun, gaza hafif basarak hızlanıyorsanız, motor devri 2000 d/d’yi bile görmeden vites büyütme uyarısı beliriyor gösterge panelinde, uyarı dikkate alıp vites büyüttüğünüz zaman motor sürekli düşük devirlerde kalıyor ki bu da hem yakıt ekonomisi hem de daha sessiz ve huzurlu bir sürüş demek. Günümüzün modern dizellerinin en sevdiğim yönü, aşırı besleme ve modern enjeksiyon sistemleri sayesinde çok düşük devirlerde yüksek güç ve tork üretebilmeleri. 6. viteste 100 km/h hızla giderken motor devrinin 1500 d/d civarında olması, benim hoşuma giden birşey. Ve tabi tüm modern dizeller gibi C-Max’in dizel motoru da benzinli kardeşlerine yakın bir yumuşaklık ve sessizlikle çalışıyor. Test aracımızın 1.6 litrelik Duratorq motorunun 115 Hp’lik gücü ve 270 Nm’lik torku kağıt üzerinde yetersiz görünebilir; ancak söz konusu otomobilin asıl işi performans değil, kalabalık bir aileyi mümkün olan en az yakıtla, güven içinde hedefe ulaştırmak ve bunu yaparken de sürücüye azami sürüş keyfini yaşatmak. Sürüş keyfi denince aklınıza sadece performans ve motor sesi geliyorsa yanlış adreste olduğunuz kesin; ancak direksiyon ve viteslerle oynamaktan zevk alıyorsanız -benim gibi- bu sınıfta tercihinizi C-Max’ten yana kullanmanızı tavsiye ederim.
İlk Ford Focus, Ford’un “New Edge” tasarımının ilk örneğiydi, sonrasında Focus II, Mondeo III ve ilk C-max’te gördüğümüz daha sade çizgiler için 2. faz dersek, C-Max’te karşılaştığımız genel tarz ve tasarım için New Edge’in ustalık dönemi demek yanlış olmaz.
Yazar-Gökçer Alp

Diğer Haberler

PETRONAS Madeni Yağlar Geliştirilmiş PETRONAS Urania’yı Tanıttı

PETRONAS Madeni Yağlar, Karayolu Taşımacılığının Değişen İhtiyaçlarına Yanıt Veren Geliştirilmiş PETRONAS Urania’yı Tanıttı PETRONAS Madeni Yağlar (PLI), bugün ticari araçlara yönelik ana ürün serisi olan...

Yerli Üretim Fiat Scudo’ya Yeni Gövde Seçeneği

Yerli Üretim Fiat Scudo’ya Yeni Gövde Seçeneği! Yerli Scudo Ailesi Yeni Combi Versiyonuyla Genişledi! FIAT’ın geniş ürün gamındaki ticari araçları temsil eden FIAT Professional,yeni seçeneklerle...

Zorlu Enerji CEO’su Elif Yener

Zorlu Enerji, İsrail'deki enerji yatırımlarının satışını memnuniyetle karşıladı...  Zorlu Enerji, İsrail'de azınlık ortağı olduğu doğalgazlı santrallerinin satışını tamamlayarak; bölgesel elektrik üretim ve satışına ilişkin bütün...

Alpine, A290 modeliyle hızlandırdı

Alpine markası, 2025'in ilk yarısında 5.015 adetlik tescil ile %85'lik büyüme kaydetti. Bu artışta en büyük katkıyı, 3.699 adetlik satışa ulaşan A290 modeli sağladı....

Dacia, Avrupa perakende pazarındaki güçlü yapının korudu

Dacia markası, 2025 yılı ilk yarısında dünya çapında 356.084 adet satış gerçekleştirerek, geçen yılın aynı parlaklıklarına göre %0,7 oranında sınırlı bir düşüş yaşadı. Bu...

Renault markası globalde büyüdü, Avrupa’da ikinciliğe yükseldi

Renault Grubu, 2025'in ilk yarısında da ticari stratejisini hacimden çok değer yaratmaya odaklanarak sürdürdü. Grup, en kârlı kanal olan perakende satışlara parlaklık kazandırarak, bu...

BOM, Misano’daki Zorlu Mücadeleden İki Podyumla Döndü

Borusan Otomotiv Motorsport (BOM), GT4 Avrupa Serisi 2025 sezonunun dördüncü ayağını İtalya’nın Misano Pisti’nde başarıyla tamamladı. 19 – 20 Temmuz tarihlerinde gerçekleşen yarış hafta...