Yazar: Av. Elvan Kılıç
Neredeyse tüm otomobil sahiplerinin alıcı veya satıcı sıfatıyla bir şekilde taraf olduğu ikinci el araç satış sözleşmelerine konu olan aracın ayıplı olması durumunda araçtaki hasar veya kayıpları bilmese bile satıcının sorumluluğu gündeme gelmektedir. Bu tür ihtilaflarda en kritik husus ayıp kavramıdır. Hukuki olarak ayıp, sözleşme konusu şeyde mevcut olduğuna güvenilen maddi, hukuki ve ekonomik niteliğin eksik olması halidir. Ayıplı araçların konu olduğu satış sözleşmelerinin doğrudan tarafı olmayan fakat ekspertiz hizmeti sunarak aracın durumunu raporlayan ekspertiz firmalarının sorumluluğu günümüzde en çok merak edilen konulardan birisidir. Bu yazımızda ekspertiz hizmeti sunan firmaların hukuki ve cezai sorumluluğunu inceleyeceğiz.
Ekspertiz hizmeti özünde bir uzman eşliğinde satış sözleşmesine konu olan aracın mevcut durumunun tespit edilmesinden ibarettir. Kanun koyucu tarafından bu alanda yaşanabilecek mağduriyetlerin önlenmesi için “30331 sayılı İkinci El Motorlu Taşıtların Ticareti Hakkında Yönetmelik” düzenlenmiştir. Bu yönetmeliğin 14. maddesinin 3. fıkrası 8 yaş veya 160.000 km altında olma barajıyla ekspertiz zorunluluğu getirmiştir. Aynı zamanda ekspertiz raporunun Türk Standartları Enstitüsü (TSE) hizmet yeterlilik belgesi bulunan işletmelerde düzenlenmesi gerektiğini yaptırım altına almıştır. Hizmet yeterlilik belgesi bulunmayan işletmelerden alınan ekspertiz raporları geçersizlik yaptırımına tabi olacaktır. Bu düzenlemelerin bilinmesi ve uygun davranılması her an böyle bir hukuki ihtilafın tarafı olabileceğimiz için oldukça önemlidir.
İlgili yönetmeliğin 14. maddesinin 5. fıkrasında düzenlendiği üzere Ekspertiz raporunu düzenleyen kişiler ekspertiz raporundaki bilgilerin taşıtın gerçek durumunu yansıtmamasından sorumludur. Son zamanlarda artan fiyatlar nedeniyle aracın değerini belirlenmesinde hasar durumu, değişen veya değişmeyen bütünleyici parçalar, kilometre sayacı ve buna benzer birçok etken çok daha fazla önem kazanmışken bu hususların tespiti için tarafların beyanları değil uzman ekspertiz işletmelerinin raporları esas alınmalıdır. Bu raporlar alıcı tarafın ikna olmasını sağladığı gibi aynı zamanda güvence anlamına gelmektedir bu nedenle yönetmelik tarafından belirlenen özelliklerde rapor alınması özellikle alıcı için büyük önem arz etmektedir.
Satın alınan araçta ortaya çıkan ayıplar dolayısıyla satıcının sorumlu olduğunu belirtmiştik fakat ekspertiz firmasının da satıcıyla birlikte bu ayıplardan sorumlu olabilmesinin şartı ayıpların var olmasına rağmen düzenlenen raporda bu hususların belirtilmemiş olmasıdır. Eğer düzenlenen rapor hatalı, gerçeğe aykırı veya hileliyse hukuki olarak söz konusu ayıptan kaynaklanan zararın tazmininden ekspertiz firması ve satıcı müteselsilen yani birlikte sorumlu olacaklardır. Ayıplı aracın alıcısı söz konusu zararın tazminini ekspertiz firmasından talep edebileceği gibi satıcıdan veya her ikisinden birden isteyebilecektir. Bu sorumluluk tür olarak hukuki sorumluluk olarak tanımlanır. Ekspertiz raporu düzenleyen kişinin bilinçli olarak sahte veya gerçeğe aykırı rapor düzenlemesi halinde hukuki sorumluluğa ek olarak cezai sorumluluğu da vardır. Cezai soruşturmaya ve kovuşturmaya konu olabilecek nitelikte bir rapor söz konusuysa özel belgede sahtecilik veya dolandırıcılık suçu söz konusu olabilecektir. Bu tür suç içeren durumlarda ve hukuki sorumluluk yönüyle en önemli husus ayıbın öğrenildiği andan itibaren zaman kaybetmeden uzman bir avukattan yardım almak suretiyle hukuki sürecin başlatılması olmalıdır.