Yazar | Özgür Sunay
9. YIL “Türkiye Grand Prix 2020” özel sayımızdan Merhaba, 13-14-15 Kasım tarihlerinde 9 Yıl aradan sonra tekrardan Formula 1 yarışı son anda alınan karar ile seyircisiz olarak Türkiye’de. Umarım yarışı bir şekilde izleme fırsatını yakalayabilirsiniz. 9. yıl özel sayımızı çok daha fazla sayfa ile sizler için hazırladık. İlk defa “Automobile Magazine” dergimizi İngilizce-Türkçe içerikle sunuyoruz. Böyle bir yayını ekip olarak hazırlamak, ekip ruhumuzu ortaya koymanın yanı sıra öncelikle bizim için gurur kaynağı oldu. Az ya da çok katkılarından dolayı herkese teşekkür ederim. 9. yılımıza özel olarak hazırladığımız sayımızı eminim adına yakışır bir şekilde yayınlamışızdır. Özellikle buradan bizi yalnız bırakmayan, haberleri, reklamları ile destekleyen firmalara,markalara ve ajanslara da destekleri adına teşekkürü borç biliriz. Diğer bir konu “Automobile Magazine” in dünyada tek kalan basılı dergisi olmaktan da gurur duyuyoruz. Bu bizim için bir şeref ve onurdur. 9. Yıl Kasım sayımızı hazırlarken İngiliz otomotiv markalarının pr ajanslarının yakın samimiyeti ve paylaşımları için de ayrıca teşekkür ederiz. Ülkemizde gerçekleştirilecek olan Formula1 yarışına katılan tüm pilotlar için yarışın en iyi şekilde kazasız ve belasız geçmesini diler, Ülkemiz adına olumlu iş birlikteliklerinin olacağı ve neticelerin alınacağı bir yarış olmasını temenni ederim. Tüm misafir basının, sporcuların ülkemizden memnun bir şekilde ayrılmalarını isteriz. Formula1’in tekrardan 9 yıl aradan sonra ülkemizde olması heyecen verici bir olay. WRC ( Dünya Ralli Şampiyonası) ‘nın ise yine bu yıl ülkemizde Marmariste düzenlenmiş olması ülkemizin tanıtımı açısından bir diğer olumlu gelişmedir. Biz bu iki dev yarışın tam ortasında yayınımızı sizlere hazırlamak ile meşgul olduk. Bu zamana kadar pek çok dergi tasarlayan biri olarak, bu dergimizi de ayrıca beğenerek ve içime sindirerek hazırlamak istedim. Eminim ki bir gün istediğim o muhteşem sonucu elde edeceğim. Bu sonuç ancak iyi içerik ve tasarıma sahip olan çok daha fazla sayfayla olabilir… Ben orta halli sayılmayan fakir, emekçi, kendi işini yapan bir babanın ve ailenin oğluyum ve bunu söylemekten de çekinmiyorum. Orta sınıf olamadık çünkü orta sınıftan anladığım şey düzgün bir otomobile sahip olmak. Ailemizin asla ve sürekli düzgün bir otomobili olmadı. Hatırı sayılır şekilde yıllar önce sırası ile Tofaş Şahin, Serçe ve en son 48 ay vade ile alınan ödemekle bitmeyecek 2003-2004 model bir Dacia aracımız vardı. Daha sonra da satıldı. Babamın, ailemin bir daha otomobili olmadı. Şimdilerde etrafıma baktığımda, daire satın almak için bankadan kredi alanların da aralarında bulunduğu, halihazırda sahip oldukları bir veya iki adet ikinci el araçları satan insanlar var. Türkiye’de şu anda 0 km ve 2. el araçlar oldukça pahalı. Örneğin, hayatımda şahsıma ait sadece bir otomobilim oldu. 1990 Model BMW 3.16i güzel bir araçtı ama maalesef 2 yıl önce satmak zorunda kaldım. (Bankaya olan kredi borcunu karşılamak için) Sattığım araç şu anda 35.000 TL ile 40.000 TL arasında, iki katından fazla fiyatla satılıyor. Bazı şeyleri tahmin edebilirim. Fakir bir aileden gelmem bunu engellemez. Bu anlamda kendimi hayatta yeterince yetiştirmeye çalıştım. Bu konudaki tahminlerimden biri; Şimdi aracını satarak daire almaya çalışan insanlar çok yakın bir zamanda bir kaç ay içinde daire fiyatlarında da tuhaf bir artış sağlayacaklar.
Sonra da otomobillerini satıp o daireleri bankadan kredi ile satın alanlar olacak. Otomobilsiz daire satın alan insanlar, tekrar otomobil almak istediklerinde fahiş fiyatlarla karşılaşabilirler mi? Tekrardan bankadan kredi alarak araç almaya mı çalışacaklar? Bunu bilemeyiz… Ama farklı yönde bir tahminim de; 2. el araç fiyatları yakın bir zamanda belki 2021’de sanılanın aksine düşük olması yönünde. Yani 2. el otomobil fiyatlarının eskisinden çok daha fazla düşeceğine inanıyorum. (Bu sadece benim yorumum ve öngörüye dayalı bir his) Peki, o zaman böyle bir durumda şu anda yüksek fiyatlar ile 2. el bir otomobile sahip olan kişiler gelecekte pişmanlık duyacak, zarar mı edecekler? Bunu da yaşayarak görerek öğreneceğiz. Bana kalırsa artık şu yurt dışından araç getirme işine bir çözüm bulunmalı diye düşünüyorum. Daha düşük ve az vergiler ile belirli kısıtlamalara sahip çözümler üretilmelidir. Üretilmeli.. Çünkü biz bunu hak ediyoruz… Türkiye’de küçük sınıfta üretimi olan, 2020 model 0 km kampanyalı fiyatı 130.000 TL’den başlayan marka var. Türkiye’de üretimi yapılan küçük sınıf bu araca sahip olmak için maalesef bu fiyatı ödemek zorunda kalıyoruz. Bu üzücü… Türkiye kendi yerli otomobilini yapmış olsaydı fiyatı o zaman ne kadar olurdu? Yine aynı ücreti mi ödeyerek yerli ve milli aracımıza sahip olacaktık? Daha mı az? Daha mı çok? bunu merak ettim… Yerli aracımızı benzin motorlu aracımızı üretmeyi başardığımızda biz bunun için ne kadar öderiz? Soru bence bu olmalı. En kısa zamanda (benzin ve Lpg’li fabrika çıkışı) ortak kullanılan bir platform motora sahip yerli bir araç üretimi yapılabilmelidir. En azından “TOGG” marka elektirikli araç dışında bizde normal motoru olan bir halk otomobilimize sahip olacağız. (Rusya Lada, İspanya Seat, Çek Skoda gibi.) Düşüncem her zaman bu yönde olmuştur. Benzin ve Lpg ile çalışan daha az yakan yerli bir otomobile çok daha ihtiyaç duyduğumuz ortadadır. Örneğin 43 yaşındayım ve benim hala sahip olduğum bir otomobilim bile yok. Bu işi yapıyor olabilirim, bu benim çok para kazandığım ve otomobil alacak kadar çok zengin olduğum anlamına gelmez. İşini severek yapmaya çalışan temsil ettiğim markam ile de bu sebeple gurur duyan biriyim. İyi yaptığımızdan dolayı. Bir şeyin en iyisini yapmayı seviyorum. Ya da en iyi olabilmek için çaba sarf ederek elimden geldiğince çalışmayı ve işim için emek zaman harcamayı da seviyorum. Bu benim için her zaman böyle olmuştur.
Size günde kaç saat çalıştığımı burada anlatmayacağım tabiki. Bu çok can sıkıcı olabilirdi. Hatta bazen bir Lotus kullanmak kadar da can sıkıcı olabilir:) diye düşünüyorum… Lotus Exige mı? Evet şu arka fotoğrafta duran ta kendisi. Abi bu 150 km basar mı? (bazen ufak çocuklar görünce hemen bu şekilde sorarlar) Evet 150 km tabiki basıyor hatta 250 km ye kadar da rahat ulaşıyor. Lotus Exige 350 Sport bu tabi ki ne bekliyorsunuz, 0’dan 100km arasında hızlanma sadece 3.8 saniye…Bunu içeride ki test yazımda zaten okursunuz diye düşünüyorum. Kalın Sağlıcakla…
Sevgi ve Saygılarımla,