Test Sürüşü: 2006 Land Rover Sport HSE

®
Çok Okunanlar

Mercedes-Benz Motor-Velocipede, geleceğe ilerliyor

Mercedes-Benz Classic, ilk defa 1894’te üretilen Benz Motor-Velocipede’i 2024'te tekrar yollara çıkarıyor. İlk seri üretim araç olan Motor-Velocipede, 1,5 beygir...

OMODA, Dünya Gençliğinin SUV’da Yeni Modası Oldu

OMODA Üretim Kalitesi ve Teknolojisiyle Avrupalı Kullanıcıların da Güvenini Kazandı! Çinli SUV markası OMODA, sektördeki yükselişini hızla sürdürüyor. Yenilikçi tarzı ve...

Opel Istanbul’da Frontera’yı uluslararası medya temsilcilerine tanıtacak

Birbirinden iddialı modelleriyle geleceğin teknolojisini bugüne taşıyan Opel, cesur ve yalın tasarım felsefesinin yeni ve sağlam bir yorumu olarak öne...

Formula 1’in 7. yarışı İtalya’da yapılacak

2024 Formula 1 Dünya Şampiyonası'nın 7. yarış yarışı pazar günü İtalya'da yapılacak. İtalya Grand Prix'si, Imola'daki 4.909 metrelik Imola Pisti'nde...

Land Rover Mühendisleri, Land Rover’ın farklı zemin koşullarındaki performans özelliklerinden fedakarlık etmeyecek şekilde sürekli dört çeker özelliğini devam ettiren, CO2 ve diğer emisyon oranlarını azaltmayı amaçlayan Dizel ERAD hibrit aracını, Ekim 2008’den bu yana yollarda test ediyor. Land Rover ‘ın bu mühendislik harikası, Freelander 2 temel alınarak geliştirilmiş olmakla birlikte, teknolojik olarak tüm Land Rover model ve güç sistemlerine adapte edilebilecek ölçülerde tasarlanmıştır.

“e_TERRAIN TECHNOLOGIES” sürdürülebilir bir çevre yaratmak amacıyla Land Rover tarafından yürütülen mühendislik programıdır. Bu program kapsamında yürütülen projelerden biri olan Dizel ERAD Hibrit dışında, yakıt tüketim ve emisyon salınımının azaltılmasını sağlayan bir çok yeni teknoloji, önümüzdeki on yıl boyunca Land Rover tarafından üretilen tüm araçlar üzerinde görülecektir.

Bu gelişmeler, Mayıs ayında üretime başlanacak olan düz vites Freelander 2 TD4’lerde standart olarak sunulacak  “STOP/START” fonksiyonundan, gelişmiş hibrit ve hafif ağırlıklı araç mimarisine kadar birçok unsuru kapsıyor.

Land Rover’ın Genel Müdürü Phil Popham “LRX konsept aracında da kullanılacak olan geliştirilmiş ERAD teknolojisi, bizim sürdürülebilir çevre politikamıza olan bağlılığımızın bir parçası olarak ortaya çıkmıştır” diyor ve sözlerine “Dizel ERAD hibritler, ‘e_TERRAIN TECHNOLOGIES’ adı altında yürütülen ileri mühendislik çalışmalarının gerçeğe dönüştürülmesini sağlayarak Land Rover’ı önemli bir dönüm noktasına getirmiştir” diye devam ediyor.

Dizel ERAD Hibrit Teknolojisi

Land Rover Dizel ERAD projesi, İngiliz Enerji tasarruf kurumlarının desteklediği, milyonlarca Sterlin harcanarak geliştirilen düşük karbon salınımı araştırma ve geliştirme programıdır.  Amaç,  farklı zemin koşullarında sürüş performansından ödün vermeyen bir hibrit sürüş sistemi geliştirmektir. Buna paralel olarak da tamamen elektrikle veya dizel motorla ya da her ikisinin kombinasyonu ile çalışabilen bir araç geliştirmektir.

Sistem, CO2 salınımının, NEDC test değerlerinin yüzde 20 altına, hibrit teknolojilerin kullanılmaya başlandığı büyük şehirlerde ise, bu değerlerin %30 altına düşürülmesini amaçlamaktadır.

Bugünün benzin ile çalışan elektrikli hibrit araçları, hibrit olmayan modern dizel motorlardan biraz daha verimlidir. Bu sebeple, Land Rover’ın amacı, tam hibrit sisteme, modern, temiz ve verimli dizel güç sistemi ile katkıda bulunmaktı. Ancak bunu yaparken, bir kazan kazan durumu yaratmak amacıyla Land Rover, farklı zemin koşullarında da istenilen performansı sağlayacak elektrikli arka diferansiyel ünitesi (ERAD) sistemini geliştirdi.

ERAD,  özellikle şehir koşullarında emisyon oranlarını aşağıya çekmede etkili olacak, elektrik gücü ile çalışan Land Rover yapma imkanını sağladı. Arka diferansiyel üzerine monte edilen ERAD, şaft yardımı ile gücü ön tekerleklere aktararak 4 tekerden çekiş ile sürüş imkânı sunuyor.

Dizel ERAD hibrit prototiplerindeki ikinci önemli teknoloji ise dört silindirli turbo dizel motoru ile çalışan krank miline bağlı marş jenaratörü (CISG)’dür. CISG, prototip araçlara özel olarak monte edilen çift kavramalı şanzımanın içerisine monte edilmiş güçlü bir elektrik ünitesidir.  Bu ünite, dizel motorun başlatılmasına yardımcı olduğu gibi sürüş için ilave tork üreten ek bir motor işlevi de görür.

Dizel motor, CISG ve ERAD birlikte çalışarak sürüş için ihtiyaç duyulan gücü, motordan, elektrik gücünden veya her ikisinin karışımından en uygun şekilde üretilmesini sağlar. Bu da güç üreticileri tarafından yönetilir. ERAD ve CISG rejeneratif (kinetik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürebilen) frenlemede kullanılarak kinetik enerjinin yeniden kazanımı ile aracın aküsünü şarj etmektedir. Bu enerji aksi halde, ısı üreterek yok olacaktı.

Yedek lastikten daha küçük bir yer kaplayan CISG unitesi, ihtiyacı olan enerjiyi araç bagajına yerleştirilen Lityum iyon pilden alır.  Lityum iyon pilleri, birçok hibrit araçta kullanılan Nikel metal hidrit pillerden daha hafiftir. Bu piller, kimyasal yapıları nedeniyle daha çok enerji depolayabildiği gibi, daha da hızlı şarj olabilirler

 “Terrain Response” Sistemine Entegre

Dizel ERAD Hibritler’de Land Rover’ın ödüllü “Terrain Response” sisteminin daha geliştirilmiş bir versiyonu yer alacaktır. Böylelikle, sürücü hibrit teknolojisinden maksimum fayda sağlayacağı gibi farklı zemin koşullarında benzersiz bir yol tutuş performansı elde edecektir.  Prototiplerde beş farklı zemin kontrol programı yer almaktadır; Ekonomi, Dinamik, Çim/Çakıl/Kar, Çamur, Kum.

  • Eko Program

Eko programı normal sürüşün büyük bir çoğunluğunda kullanılır. Zemin koşullarına göre aracın elektrik veya dizel gücü seçmesine olanak tanır. Şehir içi trafikte yavaş seyir sırasında egzoz emisyonunu sıfırlayarak azami fayda sağlar. Böyle durumlarda dizel motor devredışı kalır ve ERAD arka tekerleklerin sürüşünü sağlar. Yumuşak hızlanma ilave rafinelik sağlarken rejeneratif frenleme kinetik enerjinin geri kazanılmasını sağlar.

  • Dinamik Program

 Sabit süratli, açık trafikte, ortalama hızlanma ve orta seviyede güç ile araç dizel motoru ön tekerlekler vasıtası ile kullanır. Motor haritası böyle bir durumda yakıt ekonomisi sağlaması için en uygun seviyeye getirilmiştir. Dizel bu programda mümkün olan en düşük CO2 emisyonunu yayar. Dört tekerlekten çekiş ihtiyaç duyulduğu anda devreye girer.

Araç geçişleri veya sürücünün daha fazla performans istediği zamanlarda motor ve elektrik ünitesi güç/tork dengesini en iyi şekilde sağlar. Aynı zamanda da azami seviyede rejeneratif frenleme enerjisi geri kazanımı mümkündür.

 Çim/Çakıl/Kar Programı

Bu ayarın amacı, boşa tekerlek dönmesini engelleyip enerji kaybını önleyerek, asgari tork ile azami çekiş sağlamaktır. Araç dört tekerlekten çekişli sürüşe ERAD sayesinde sağlanan elektrikli güç ile geçer. Dizel motor sadece ihtiyaç duyulduğunda devreye girer. Elektrikli sürüşü bu şekilde kullanmak tork kontrolünün optimum seviyede yapılmasını sağlayarak, yol tutuşu maksimize ederek CO2 emisyonlarını minimize eder.

  • Çamur Programı

Bu ayarda, sürücünün taleplerine göre iki senaryo vardır. İlki, elektrik gücü ile dört tekerlekten çekiş sağlayarak düşük tork sağlar. İhtiyaç halinde dizel motor devreye girerek ilave güç sağlar. Diğeri ise, yüksek güç ve yüksek torkun dizel motor tarafından sağlandığı ve elektrik motorlarının da kayma kontrolünü sağladığı ikinci senaryodur.

  • Kum Programı

Yüksek güçlü bir off-road ayarı olup, gevşek kum gibi, çok yüksek enerji emen zeminlerde kullanılır. Motor, ERAD elektrikli sürücüsü tarafından yönetilir, böylece dizelin kapasitesinin ötesinde bir güç elde edilir.

Elektrikli Arka Diferansiyel Ünitesi – ERAD

ERAD, Land Rover’ın klasik sürekli dört çeker özelliğini kaybetmeden farklı zemin koşullarında istenilen off road performansını sağladığı için büyük bir yeniliktir. ERAD, arka aksa monte edilmiş 288volt’luk 25kW sürekli güç üretip, anlık olarak da maksimum 35kW güç sağlayabilen kömürsüz bir elektrik motorudur. Azami tork 200Nm olup, durur vaziyetten itibaren kullanıma hazırdır, bu da 4×4 arazi araçları için gerekli olan yavaş ama kuvvetli performansı kolaylıkla verebilmektedir.

ERAD’a entegre edilmiş bir Haldex kavrama ünitesi dizel motorun arka akstan ayrışmasını sağlayarak, bir tahrik şaftı vasıtasıyla gücü ön tekerleklere aktarır. Sadece elektriğin kullanıldığı sürüş sırasında Haldex kapalı bırakılarak; tork, ERAD üzerinden 4 tekerleğe de aktarılır. Ayrı bir elektrik pompası tarafından beslenen basınçlı bir yağ ünitesi de motorun iç bileşenlerini soğutmaktadır.

ERAD aynı zamanda rejeneratif frenleme sağlarken, kontrol yazılımı da kömürsüz motorun jeneratör modunda çalışmasına olanak tanır. Bu, sürücü ayağını gaz pedalından çekip fren uygulamaya başladığı zaman gerçekleşir. Bu noktada güçlü motor, güçlü bir jeneratöre dönüşerek aracı yavaşlatır ve lityum iyon pili şarj etmeye başlar. 4 çekişli sürüş sırasında rejeneratif frenleme kaygan zeminlerde dahi aracın kontrolünü kaybetmesini önleyerek, verimi azami seviyeye taşır.

 Krank Miline Entegre Marş Jeneratörü (CISG)

Krank Miline Entegre Marş Jeneratörü, Land Rover prototipinin hibrit itici sisteminin kömürsüz elektrik sürücülerinin ikincisidir. İsimden de belli olduğu gibi bu sistem,”Stop/Start” durumları da dâhil olmak üzere, gerektiği zaman dizel motoru çalıştırır, gerektiğinde de jeneratör olarak çalışır.  Prototipin çift kavramalı şanzımanına bağlı olarak çalışan bu sistem motor torkunda anlık artışlar sağlayarak emisyonları azaltmakla da görevlidir.

“Stop/Start” sistemi egzoz emisyonlarını azaltmakta çok etkili bir yöntem olup, tıkalı trafikte aracın motorunu kapatarak bu işlevi yerine getirir.

Krank Miline Entegre Marş Jeneratörü, “Stop/Start” sisteminin çok önemli bir parçası olup motorun tekrar çalıştırılmasında önemli bir görev oynamaktadır. Yüksek süratte dönerek, motoru 400 milisaniye gibi kısa bir sürede çalıştırarak, normal çalıştırmanın harcadığı yakıttan daha az yakıt harcar.

ERAD gibi rejeneratif frenleme sırasında oluşan kinetik enerjiyi geri kazanabilir. Sürücü gaz pedalına basmayı bıraktığı zaman Krank Miline Entegre Marş jeneratörü, jeneratör moduna geçerek ana çekiş pilini şarj etmeye başlar aynı zamanda da aracı yavaşlatır.

Lityum-İyon Piller

 Yüksek teknoloji hibrit araçların en önemli parçalarından biri olan piller, çekiş motorlarının ihtiyaç duyduğu elektriği sağlarlar. Aynı zamanda da rejeneratif frenleme sırasında geri kazanılan enerjiyi de depolarlar. Güncel hibritlerin hemen hemen hepsi nikel metal hidrit pil (NiMH) ile çalışırlar. Bu pil türü yüksek güç verebilir ama boşaldığında çok hızlı bir şekilde tekrar kullanıma hazır hale gelemez.  Bu sebeple de rejeneratif frenlemeden sonra hızlı şarja ihtiyaç duyulduğunda NiMH piller ideal değildirler.

En son teknoloji Lityum-İyon pillerdir. Bunlar daha hafif olmakla beraber daha verimlidir, daha yoğundur ve rejeneratif frenlemenin ürettiği enerjiyi daha hızlı absorbe edebildikleri gibi ihtiyaç duyulan gücü çok daha hızlı verebilmektedir. Land Rover bu alandaki tedarikçilerle çalışarak ihtiyaç duyulan, Lityum-İyon pillerin en üst noktası olan Lityum NanoTitanat, pilleri geliştirmek için çalışmaktadır. Bu piller enerji alıp iletmeyi daha çabuk yapabildikleri için rejeneratif frenlemenin verimliliğini arttırmaktadırlar. Dizel ERAD Hibrit’in Lityum NanoTitanat pilleri 288 volt üretebilir ve yüksek enerjili hızlı şarjı herhangi bir NiMH pile göre 12 kat daha hızlı yapabilir.

Bu pillerin gücü 2500W/kg (güç/ağırlık oranı) olup NiMH pilin 1400W/kg verisinin çok daha üstündedir. Lityum-iyon pil 32 kg ağırlığındayken NiMH 60 kg ağırlığındadır. Arada %47 oranında bir ağırlık azalması vardır. Lityum Nano-Titanat bir pilde 36WH/kg kullanılabilir güç varken, NiMH pilde 13.5 Wh/kg kullanılabilir enerji vardır. Bu da %247’lik bir kazanım anlamına gelmektedir.

Hibrit elektrik güç sistemi aracın standart 12 voltluk elektrik sisteminden farklı olarak DC/DC konvertörü ile yüksek voltajlı bir sistem vasıtası ile şarj edilebilir.

Güç Dönüştürücüsü

2 adet katı halli, su ile soğutulan dönüştürücülerden birisi kaput altında olup diğeri aracın arkasına doğru yerleştirilerek aracın Lityum-iyon pilinde depolanmış olan DC elektriği AC elektriğe çevirerek aracın elektrikli motorlarına güç verir. Ön güç dönüştürücüsü Krank Entegreli Marş Jeneratörünü beslerken, arka dönüştürücüsü ise ERAD’ı besler.

Arka güç dönüştürücüsü, aynı zamanda DC-DC konvertörünü barındırarak pildeki 288V elektriğin aracın sistemleri için gerekli olan 12 V elektriğe dönüştürülmesini sağlar.

Araç Denetleme Kontrol Sistemi

Dizel ERAD hibrit’in beyni Terrain Response unitesinin içerisinde yer almaktadır. Araç durumu ve sürücü tepkilerine istinaden sistem akıllı olarak dizel ve elektrik gücünün optimum karışımını bulur. Aynı zamanda da, her türlü zemin koşulunda, optimum torkun ihtiyaç duyulan tekerleğe akışını sağlar.

 Elektro Hidrolik Güç Destekli Direksiyon

Bilinen hidrolik direksiyon sisteminde, motor çalışıyorken enerji sürekli olarak direksiyon güç pompası tarafından kullanılmaktadır. Elektrikli bir motor kullanılarak, direksiyon güç pompasının tükettiği enerji sadece ihtiyaç anında kullanılmaktadır. Elektro Hidrolik Güç Destekli Direksiyon sistemi yakıt ekonomisine %2’ye varan oranlarda katkı sağlamaktadır.

 e_Terrain teknolojileri

Dizel ERAD hibrit, Land Rover’ın geniş kapsamlı yeşil teknoloji yol haritasının sadece bir parçasıdır. Land Rover, sürekli olarak daha düşük emisyon yayan araçlar üretmeye ve sürdürülebilir teknolojilere doğru yol almaktadır. Tüm bunlar, Land Rover tarafından sürdürülebilir teknolojilere yapılan  £800 milyon yatırımın bir parçasıdır.

Land Rover mühendisleri, CO2 emisyonlarının sınıf lideri konumuna çekmek için bir takım gelişmiş itici güç teknolojileri ve hafif ağırlıklı malzeme teknolojileri üzerinde çalışmaktadır. Bu, Land Rover’ın öz değerlerini feda ettiği anlamına gelmiyor. Land Rover’ın farklı zemin koşullarında gösterdiği karakteristik performansı, Elektrikli Arka Diferansiyel Ünitesi (ERAD), gibi özellikler sayesinde geleceğe geliştirilerek taşınacaktır.

E_Terrain Teknolojilerinin getirdiği olanaklar ve yenilikler “Stop/Start” teknolojisine sahip düz şanzımanlı Freelander 2 ile birlikte 2009 yılından itibaren Land Rover showroomlarında yerini alacak.

Land Rover’ın CO2 salınımını azaltma ile ilgili azimle yürüttüğü programlar geleceğe uzanmaktadır. İngiltere Ulaştırma Bakanlığı 16 adet yeni yenilikçi proje başlatacağını duyurdu. Bunların toplam değeri £52 milyon olup “Düşük Karbonlu Yenilikçi Araç Üretim Platform”u tarafından £23 milyon destek alacak. Şimdi, Land Rover’ın önündeki meydan okuma yeni ve alternatif itici güç sistemleri üretmek olup sözkonusu 16 projeden iki tanesi Land Rover’ın hâlihazırda üzerinde çalıştığı hibrit projeleri ile yakından ilgilidir.

Önümüzdeki on yıl içerisinde e_Terrain Teknolojileri kapsamında aşağıdaki projelergeliştirilecektir;

  • 2009 yılı itibariyle Freelander 2 düz şanzımanlı dizel araçlardaki “Stop/Start” sistemi
  • Akıllı Şarjlı Rejeneratif Fren Sistemi
  • Kayış Entegreli Marş Motoru Jeneratörü
  • Akıllı Güç Sistemi Yönetimi (AGSY)
  • Volan Hibriti
  • Hafif Ağırlıklı Mimari
  • Aralık Uzatıcılı Seri Hibrit

Stop/Start Freelander 2

2009 yılından itibaren düz şanzımanlı dizel motorlu Freelander 2 modellerinin hepsinde standart olarak sunulacak olan “Stop/Start” sisteminde, sürücü trafikte aracı boşa alıp frene basıp ayağını debriyajdan çektiği zaman motor otomatik olarak duracak olup, tekrar debriyaja bastığında motor tekrar çalışmaya başlamaktadır. Freelander 2’de kullanılan gelişmiş marş motoru sayesinde CO2 emisyonları 196 g/km’den 179 g/km’ye %8.6 oranında azaltılacak olup, sıkışık trafikte bu oran daha da yukarılara çıkacaktır.

Hareket halinde değilken aracın motorunun durması yerel havanın kalitesine de olumlu etki yapacağı gibi, karbon monoksit, hidrokarbon, nitrojen ve partikül oksitlerinin azaltılmasına da katkıda bulunacaktır.

Aracın motor yönetim sisteminin içinde yer alan bir yazılım aracın ne zaman durdurulup ne zaman durdurulmaması gerektiğine karar vermektedir. Genel olarak, motora bağlı çok ağır bir görev yoksa sürücü aracı durur vaziyete getirip, vitesi boşa alıp, frene basılı olarak ayağını debriyajdan çekerse aracın motoru duracaktır.

Bu yazılım start-stop işleminin hedeflenen yararı sağlaması için motorun ve diğer bileşkelerinin durumlarını sürekli olarak kontrol eder.

Motor, debriyaja tekrar basıldığında çalışmaya başlar ama sistem bu sırada sürücünün aracı terk edip etmediğini kontrol eder.

Aracın başlangıç mekanizması gereken tüm ilave işlerle başa çıkabilmek için yeni sensörler eklenmiştir. Ön konsolda yer alan bir düğme gerektiğinde sistemi devre dışı bırakmaya olanak tanır. Bununla birlikte gösterge panelinde motorun “Eco Stop” modunda olduğunu belirten bir gösterge ışığı çıkmaktadır.

 Kayış Entegreli Marş Jeneratörü (BISG)

Kayış Entegreli Marş Jeneratörü start-stop konseptini, hem dur-başlat, hem de rejeneratif frenleme sağlayarak, bir adım daha öteye taşıyarak mikro-hibrit seviyesine getirir. BISG’nin özünde, alışılmış kayışlı alternatörün yerini alan bir elektrikli ünite olup bu aynı zamanda marş motoru olarak da görev yapmaktadır. BISG motoru rahat bir şekilde çalıştırabildiği gibi, yoğun trafikte çabasız dur-başlat yaparak yakıt tasarrufuna katkıda bulunur ve yenileyici frenleme sayesinde de araç yavaşlarken kinetik enerjinin geri kazanımına katkıda bulunur.

Rejeneratif frenleme sırasında geri kazanılan enerji, tam hibritlerde kullanılan pilin içinde saklanmak yerine, superkapasitörlerde depolanır. Superkapasitörler şarj işlemini çok kısa sürede tamamlayabildikleri gibi aynı hızda depolanan enerjiyi bırakabilirler.

BISG sistemi iki elektrik ağıyla çalışır, bunlardan biri standart 12-volt’luk elektrik sistemiyken diğeri de, BISG için ayrılmış, 24-volt’luk bir ek sistemdir. BISG’ye bu denli yüksek torku sağlayan ise daha güçlü olan ve superkapasitörleri de içeren 24 voltluk sistemdir. 58Nm’de zirve yapar ve çok büyük motorları bile 400 milisaniye gibi kısa bir sürede rahatlıkla çalıştırabilir.

Superkapasitörler ile aküler arasındaki farklar

Akülerin aksine superkapasitörler (ultrakapasitör olarak da bilinir) mekanik yapıdadırlar. Böylelikle şarj ve deşarj işlemleri sırasında herhangi kimyasal reaksiyon meydana gelmez. Bu da, Kayış Entegreli Marş Jeneratörü gibi bir dur-başlat sistemi için ideal performans sağlar.

Superkapasitörler çok kuvvetli yapıda olup normal kurşun-asit piller gibi zamanla çözülmezler. Aracın hayatı boyunca dayanarak hem maliyeti düşük hem de çevreci olurlar.

Superkapasitörler kısa sürede şarj edilebilip kısa bir süreliğine yüksek güç verebilen enerji depolama üniteleridir. Motoru çalıştırmak veya hibrit sisteme yardım etmek için çalıştıklarında, tekrar şarj edilmeye ihtiyaç duyarlar. Kıyaslamak gerekirse aküler daha fazla miktarda enerjiyi saklayabilirler ama aynı oranda da daha uzun sürede şarj edilebilirler.

 Akıllı Güç Sistemi Yönetimi (IPSM)

Detaylara verilen önem ile çok ucuza ve çok basit yollu enerji tasarrufu sağlayabilir. Akıllı Güç Sistemi Yönetimi (IPSM-Intelligent Power System Management) bunu sağlayarak elektrik sisteminden çekilen enerjiyi azaltarak CO2 salınımını azaltır. Alternatör aküyü şarj ediyorken, aracın motorundan enerji alır. Bu da yakıt tüketimini ve CO2 salınımını arttırır. IPSM, alternatörü sadece akünün ihtiyacı olduğu zamanlarda şarj etmesi için devreye sokar. Daha da önemlisi, şarj işleminin motorun çalışması süresince, optimum seviye ve zamanda yapılması için zamana ayarlaması yapar.

IPSM “Stop/Start” sistemiyle de tam uyumlu olup yakıt tüketimini %2 oranında azaltmaktadır.

Aralığı Uzatılmış Hibrit

Araca güç vermek için yanma motoru ve elektrik motorunun kullanıldığı paralel hibritin tersine aralık uzatıcının motoru tekerleklere bağlı değildir.  Bu da bunun seri hibrit olduğu anlamına gelmektedir.

Aralık uzatıcının motoru sabit bir devir/dakika ile çalışarak aracın jeneratörünü çalıştırır. Sonuç olarak emisyon salınımı minimize edilir ve motoru üretmek daha ucuz olur. Aralığı uzatılmış hibrit aynı zamanda “plug-in” hibrit olarak çalışıp, domestik bir elektrik kaynağı ile de şarj edilebilir.

 Hibrit Volan

Oyuncak yo-yo, bir volanda enerjinin nasıl depolandığına ilişkin faydalı bir örnektir. Yo-yo’yu bir bilek hareketiyle aşağı doğru gönderip eneri ürettiğimiz zaman tekrar ip boyunca yukarı çıkıp başka hareketler yapmamıza da olanak tanır. Bir volanı döndürmek, hızlanma sırasında harcanan kinetik enerjiyi, araç yavaşlıyorken, geri kazanmak için çok etkili bir yöntemdir. Frenler tarafından ısı olarak harcanan enerji, sürücünün gaz pedalından ayağını çekmesiyle çok hızlı dönen bir volana yönlendirilerek devreye sokulur. Volana bağlı değişken bir aktarma organı, enerjiyi geri kazandırarak performansı arttırırken, yakıt tüketimini de azaltmaktadır.

Hafif Ağırlıklı Mimari

Ağırlık azaltmak CO2 emisyonunu azaltmak için etkili bir yöntemdir. Bir aracın ağırlığı ne kadar az olursa hareket ettirmek de o derece kolay olacaktır. Buna istinaden Land Rover araç gövdelerinde daha hafif malzemelerin kullanılmasına yönelik genel bir eğilim olacaktır.

Land Rover tarafından geliştirilen projelerden biri de hafif ağırlıklı bir aracın geri dönüştürülmüş hurda alüminyumdan üretmenin ne derece gerçekleştirilebilir bir proje olduğunu kanıtlamaktır. Bu işlem için geri dönüştürme, enerji verimi olan bir yöntemle yapılmış olması gerekmekte ve hammaddenin hurda tüketici mamullerinden elde edilmesi gerekmektedir.

Sonraki İçerikJeep Commander Test
Son Haberler

Petrol arz endişelerinin etkisiyle yükseldi

Cuma günü, dünyanın en büyük petrol tüketicileri arasındaki talep umutları ve Kanada'daki orman yangınları nedeniyle arz endişelerinin etkisiyle yükseldi. Uluslararası...

Diğer Haberler