ODMD Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Özgür Yücetürk

®
Çok Okunanlar

Araç Kiralamada Bayram Yoğunluğu: Erken Rezervasyonlar %46 Tasarruf Sağladı

Yolcu360, 2025 Kurban Bayramı dönemine ait araç kiralama istatistiklerini açıkladı. 2025 Kurban Bayramı boyunca bir araç kiralamanın günlük maliyeti ortalamada...

TotalEnergies Türkiye satış ve pazarlama ağını genişletmeye devam ediyor

İmzalanan distribütörlük anlaşması ile TotalEnergies otomotiv madeni yağlarının Balıkesir, Bursa ve Çanakkale’deki satış ve dağıtımı Sura Petrol tarafından gerçekleştirilecek.  Türkiye’de...

MINI TürkiyeT200 Masters Tenis Turnuvası

Borusan Otomotiv’in Türkiye distribütörü olduğu MINI markasının desteğiyle düzenlenen MINI Türkiye T200 Masters Tenis Turnuvası, Kemer Country Club’da gerçekleşen...

Mercedes-Benz Desteğiyle İstanbul Müzik Festivali

Müzik Festivali’nde Büyüleyici Bir Gece... İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın bu yıl 53’üncüsünü düzenlediği festivalde, Mercedes-Benz sponsorluğunda sahnede olan NDR Elbphilharmonie...

TOSFED Yetenekli Gençleri Arıyor

Uluslararası Otomobil Federasyonu (FIA) desteğiyle hayata geçirilmesi ve 12-16 yaş arası gençlerin ücretsiz olarak katılabileceği sosyal sorumluluk projesi 'TOSFED Next Talent'...

Tırmanma Mücadelesi Bursa Şahintepe’ye Taşınıyor

AVIS 2025 Türkiye Tırmanma Şampiyonası 4. ayağı olan Şahintepe Tırmanma Yarışı, Bursa Otomobil Sporları Spor Kulübü (BOSSEK) tarafından 4...

Opel Modelleri Panoramik Cam Tavan Özelliği

Yenilikçi teknolojileri Alman kalitesiyle buluşturan Opel, model ailesinde sunduğu panoramik cam tavan özelliği ile araçları adeta mobil seyir noktalarına...

OTOMOTİV SEKTÖRÜ EKONOMİNİN İTİCİ GÜCÜ OLMAYI SÜRDÜRECEK…

2023 yılının ilk yedi ayı otomotiv sektörü yönünden nasıl bir dönemdi?

Türkiye’de otomotiv sektörü 2023 yılının ilk yedi ayında güçlü performans sergiledi. Otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı bir önceki yıla göre yüzde 63,1 büyüdü. Bu büyüme otomobil satışlarındaki yüzde 61,7’lik ve hafif ticari araç pazarındaki yüzde 68’lik artıştan kaynaklandı. Gerek bireysel tüketicilerden gerekse işletmelerden gelen talebin arttığını görüyoruz. Bu, yükselen tüketici güveniyle ilişkilendirilebilir. Araç arzının yılın başından bu yana kademeli ve istikrarlı bir şekilde artmasıyla, araç bulunabilirlik sorununu azalttık. Talebe yetişilmesiyle satışların hızlandığını gördük. Geçmiş dönemlerden biriken talebin karşılanması da satış rakamlarını destekledi.

Üretim açısından bakıldığında, toplam otomotiv üretimi yüzde 18, otomobil üretimi yüzde 27 oranında arttı. Teknoloji ve işgücü genişlemesine yapılan yatırımlarla desteklenen bu büyüme, üreticilerin artan talebe etkili bir şekilde yanıt verebildiğini gösteriyor. Bu da otomotiv endüstrisinin tedarik zinciri ve üretim kabiliyetlerinin pazarın ihtiyaçlarını karşılamak için iyi konumlandırıldığına işaret ediyor. Yanı sıra araçlarımız uluslararası pazarlarda ilgi görmeye devam ediyor. Toplam otomotiv ihracatı yüzde 11’le pozitif büyüme kaydetti. İhracattaki büyüme; rekabetçi fiyatlandırma ve ürün kalitesi gibi faktörlerden kaynaklanıyor. Bu faktörler toplu olarak sektörün uyum yeteneğini ve rekabetçiliğini gösteriyor, bütüncül olarak Türk otomotiv endüstrisinde güçlü genişlemeyi yansıtıyor.

Dünya ve Türkiye otomotiv pazarı ciddi bir dönüşümden geçiyor. Otomotiv pazarı, fosil yakıtlı araçlardan çevreci araçlara evriliyor. Sizce Türkiye otomotiv sektörü bu değişime hazır mı?

Türkiye’nin otomotiv sektörü, çevre dostu araçlara geçiş konusunda ılımlı bir yaklaşımla küresel trendlere uyum sağlamaya hazır. Bu hazırlık, Türkiye’nin Paris Anlaşması’na bağlılığı ve 2053 yılına kadar net sıfır emisyon hedefini onaylamasıyla kanıtlanıyor. Tüketicilerin bu araçlara ilgisi de artıyor. Yılın ilk yedi ayında elektrikli araçların pazar payı yüzde 3,4’e yükseldi ve 17 binin üzerinde satış adedine ulaşıldı. Geçen senenin aynı döneminde 2500 adetleri görüyorduk. Hibrit otomobil satışları da 53 binin biraz üzerinde adetle yüzde 10,3 pay aldı. Sürdürülebilirliğin artan önemi ve daha çevreci seçeneklere yönelik değişen tüketici tercihleri göz önüne alındığında, elektrikli ve hibrit araçların faydaları konusunda tüketici bilincinin artırılması, pazarı geçişe hazırlamak için atılan bir adım olarak görülebilir. Hızlandırılmış bir dönüşüm süreci beklentisiyle atılacak kilit adımlar arasında ÖTV/KDV düzenlemesi, sübvansiyonlar, hurda araç teşvikleri ve uygun krediler gibi destekleyici programlar yer alıyor. AB ülkelerindeki başarılı uygulamalar örnek alınarak, şarj altyapısının genişletilmesi, otopark ve otoyol ücretlerinin düşürülmesinin de avantaj sağlayacağı öngörülebilir. Özellikle Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın elektrikli araç hızlı şarj istasyonları için yatırım desteği başlatmış olması, Türkiye’nin gerekli altyapıyı geliştirme konusundaki proaktif yaklaşımının altını çiziyor.

İnanıyoruz ki bu konu ülkemizde bir bütün olarak ele alındığında otomotiv sanayimizin küresel rekabetçiliğine katkı sağlayacak, tüm değer zincirleri açısından çok büyük fırsatları beraberinde getirecek. Biz de Ford Otosan olarak “endüstrinin geleceği elektrikli ve hibrit araçlar olacak” fikrinden hareketle mobilite, bağlanabilirlik ve otonom sürüş gibi yenilikçi teknolojiler geliştirmeye odaklandık. Ar-Ge yatırımlarımıza devam ediyoruz. Müşterilerimizi desteklemek amacıyla gerekli adımları atıyor, finansal destek paketleri üzerinde çalışıyoruz.

Dünyada ve Avrupa’da otomotiv sektöründe çevreci araçlarla ilgili gelişmeleri değerlendirir misiniz?

Küresel otomotiv endüstrisi, özellikle iklim değişikliği, hava kalitesi ve enerji güvenliğiyle ilgili endişeler nedeniyle çevre dostu araçlara doğru önemli bir dönüşüm geçiriyor. Dünya çapında ülkeler içten yanmalı motorlu araçları aşamalı olarak kaldırmak için iddialı hedefler belirliyor. Avrupa, bu dönüşümün ön saflarında yer alıyor. Avrupa Birliği, araçlardan kaynaklanan sera gazı emisyonlarını azaltmak için sıkı standartlar ve hedefler belirledi. Örneğin, Birleşik Krallık ve Fransa 2030 yılına kadar yeni benzinli ve dizel araçların satışını yasaklamayı planladıklarını açıkladı. Birçok AB ülkesi elektrikli araç alımları için vergi indirimleri, sübvansiyonlar ve şehirlerde kısıtlı alanlara erişim gibi önemli teşvikler sunuyor. Şarj altyapısı, geçişin bir diğer kilit yönü. Avrupa, elektrikli araç şarjını kolay ve erişilebilir hale getirmeyi amaçlayarak şarj altyapısına yatırım yapıyor. Bazı şehirler sürdürülebilir ulaşımı teşvik etmek için düşük emisyonlu bölgeler kurmak ve toplu taşıma ağlarını genişletmek gibi politikalar uyguluyor. Dünyanın en büyük otomotiv pazarı olan Çin de sıkı emisyon standartları uyguluyor ve elektrikli araçların benimsenmesini için teşvikler sunuyor. Tüm bu çabalar, otomobil üreticilerini elektrifikasyon planlarını hızlandırmaya sevk ediyor. Küresel olarak baktığımızda düzenleyici tedbirler, teşvikler, altyapının genişletilmesi ve tüketici talebi otomotiv sektörünün dönüşümünü toplu olarak yönlendiriyor. İvme arttıkça, otomotiv sektörünün elektrikli araçların ve diğer sürdürülebilir mobilite çözümlerinin benimsenmesinde hızlanmaya tanık olması muhtemeldir. Küresel otomotiv pazarında rekabetçi kalabilmek isteyen üreticiler bu trendlere uyum sağlama ihtiyacını görüyor.

Dijitalleşme tüm sektörler için büyük önem kazandı. Sizce dijitalleşmenin hayatımıza ve sektörlere etkileri nelerdir?

Dijitalleşme, teknolojiyi günlük operasyonlara yaygın bir şekilde entegre ederek otomotiv sektörü dahil sektörleri yeniden şekillendiriyor. Her şeyden önce elektrikli ve otonom araçların gelişimini hızlandırarak verimliliği ve bağlanabilirliği artırıyor, ayrıca veriye dayalı kararlarımızı güçlendiriyor. Yapay zekâ gibi dijital teknoloji tarafından yönlendirilen yenilikler, araç güvenliğini artıran gelişmiş sürücü destek sistemleriyle sonuçlanıyor. Dijital entegrasyon, bağlı araçların kestirimci bakım ve uzaktan teşhis için gerçek zamanlı veri iletmesini sağlayarak operasyonel verimliliği artırıyor, arıza süresini en aza indiriyor.

Araç çağırma ve araç paylaşım platformları gibi paylaşılan mobilite hizmetleri de dahil olmak üzere yeni iş modellerinin ortaya çıkmasına yol açarak geleneksel sahiplik modellerini dönüştürüyor. Kentsel mobilite, entegre ulaşım deneyimleriyle gelişiyor. Dijital platformlar, müşterilerin araç özelliklerini uyarlamasına ve eğlence seçeneklerine erişmesine olanak tanıyan kişiselleştirilmiş hizmetleri mümkün kılıyor. Bağlantılı araçlardan sağlanan veriler, kullanıcı tercihlerine ilişkin içgörüler sunarak veri odaklı iyileştirmelere olanak tanıyor.

Önümüzdeki dönemde paylaşım ekonomisinin Otomotiv sektörünü nasıl etkilemesini bekliyorsunuz?

Başlangıçta bireysel ulaşıma odaklanan mobilite, kentleşme arttıkça toplu taşımayı da kapsayacak şekilde genişledi. Günümüzde ise sürdürülebilirliği vurgulayan, kolaylık ve verimlilik için dijital platformlardan yararlanan kesintisiz, çok modlu seyahat deneyimlerini içeriyor.

Paylaşım ekonomisi çağında geleneksel araç mülkiyeti, araç çağırma ve araç paylaşımı gibi paylaşılan mobilite hizmetleri tarafından zorlanıyor. Bu dönüşüm kentleşme, çevre bilinci ve değişen tüketici tercihleriyle paralellik gösteriyor. Otomotiv alanında, paylaşım ekonomisi satış modellerini yeniden şekillendirmeye hazırlanıyor ve üreticileri yenilikçi hizmet tekliflerini ve aboneliğe dayalı mülkiyeti keşfetmeye teşvik ediyor. Küresel olarak, paylaşılan mobilite ulaşımı yeniden tanımlıyor. Teknoloji şirketleri ve hatta startup’lar kentsel mobilitede devrim yaratırken, otonom araçlar ve elektrikli filolar daha da derin mobilite devrimleri vaat ediyor. Geleneksel araç sahipliğine uygun maliyetli alternatifler sunan paylaşımlı mobilite hizmetlerine artan ilgiyle birlikte Türkiye de benzer eğilimlere tanıklık ediyor.

Globaldeki gelişmeleri de göz önüne aldığımızda 10 yıl sonra otomotiv sektöründe faaliyet gösterecek paydaşları ne gibi yenilikler bekliyor?

Otomotiv ekosisteminin çevresel ve dijital dönüşümüyle verimli ve son derece teknolojik araçlara yönelik artan tüketici talebi göz önüne alındığında, yakın gelecek akıllı mobilitede bir artışa hazırlanıyor. Sahip olma maliyetleri, menzil, şarj altyapısı ve batarya güvenliği gibi mevcut elektrikli araç benimseme engellerinin aşılması, yüksek menzil kapasitesi, ultra hızlı şarj ağları ve daha hızlı şarj süreleriyle daha uzun yolculuklar için potansiyeli ortaya çıkaracaktır. Elektrikli motor teknolojisindeki gelişmeler performansı artıracak ve katı elektrolit bataryalar uzun ömür, hızlı şarj ve güvenlik konusunda umut vaat edecektir. Akıllı teknolojiler furyası, sesle etkinleştirilen hizmetler, biyometrik kontroller, dijital kokpitler ve sürücü-araç etkileşimini geliştiren yükseltilmiş 5G bağlantısı dahil olmak üzere hiper-kişiselleştirilmiş araç içi deneyimler sunacaktır. Sürücüsüz araçlar daha yaygın hale gelecek, mevcut Gelişmiş Sürücü Destek Sistemlerinden yararlanarak gelişmiş otonom yeteneklere dönüşecek, daha güvenli sürüşe ve kazaların azalmasına yol açacaktır. Araç çağırma ve araç paylaşım hizmetlerini kapsayan paylaşımlı mobilite trendleri, sürücüsüz araç çağırma ve aboneliğe dayalı sahiplik modellerinin işe gidip gelme alışkanlıklarında devrim yaratmasıyla daha da genişleyecektir. Bu dönüşümün ortasında üreticiler, bağlantılı ve elektrikli araçların ötesinde değer yaratmak için altyapı ve hizmetlerden oluşan bütünsel ekosistemler oluşturmaya odaklanmalı.

Otomotiv sektörünün Türkiye ekonomisine olan katkısı hakkında ne düşüyorsunuz?

Otomotiv sektörü geçmişten bugüne Türkiye ekonomisine önemli katkılarda bulundu: Yüksek miktarda doğrudan yabancı yatırım çekti, istihdam olanakları yarattı, ihracat gelirlerini artırdı ve endüstriyel büyümede kayda değer rol oynadı. Bu büyüme dalga etkisi yaratarak imalat, lojistik ve teknoloji gibi ilgili sektörleri de harekete geçiriyor, sektörümüzü Türk ekonomisinin hayati bir dayanağı haline getiriyor.

Türkiye’nin köprü niteliğindeki stratejik coğrafi konumu, farklı pazarlara erişim ve kıtalar arasında sağlam ticaret bağlantıları avantajı sunuyor. Gelişmiş altyapı ve teknolojik uzmanlıkla desteklenen güçlü bir üretim kapasitesine sahibiz. Rekabetçi maliyet avantajı, uygun maliyetli üretim çözümleri arayan uluslararası oyuncuları çekerek Türkiye’nin cazibesini daha da artırıyor. Ayrıca kalifiye işgücü, küresel standartları karşılayan yüksek kaliteli ürün ve hizmetler sunma becerisi sağlıyor. İnanıyoruz ki; üretim gücümüz, yetişmiş insan kaynağımız ve Ar-Ge yatırımlarımız sayesinde otomotiv sektörü ekonominin itici gücü olmayı sürdürecek.

Diğer Haberler

Hyundai Modelleri Çarpışma Testlerinden Zafer

Hyundai Motor Grubu, 2025 Uluslararası Sigorta Kurumu Karayolu Güvenliği (IIHS) çarpışma testleri değerlendirmelerinde birden fazla modelle ödül kazanarak araç güvenliğindeki başarısını bir kez daha...

Drift Heyecanı Kocaeli Körfez’de

2025 Türkiye Drift Şampiyonası ikinci yarışı, Drift Otomobil Spor Kulübü tarafından ICRYPEX, Spor Toto ve HT Spor katkılarıyla 29 Haziran Pazar günü TOSFED Körfez...

MINI TürkiyeT200 Masters Tenis Turnuvası

Borusan Otomotiv’in Türkiye distribütörü olduğu MINI markasının desteğiyle düzenlenen MINI Türkiye T200 Masters Tenis Turnuvası, Kemer Country Club’da gerçekleşen ödül töreniyle sona erdi. Dokuz...

Opel Modelleri Panoramik Cam Tavan Özelliği

Yenilikçi teknolojileri Alman kalitesiyle buluşturan Opel, model ailesinde sunduğu panoramik cam tavan özelliği ile araçları adeta mobil seyir noktalarına dönüştürebiliyor.Özellikle üst sınıf SUV modeli...

Stellantis’in CEO’su Antonio Filosa

Stellantis’in CEO’su Antonio Filosa Uygulamak İstediği Kültürel Çerçeveyi Çalışanlarıyla Paylaştı!  Yetkin İnsanlar Net Hedefler ve Karşılıklı Güvene Dayalı Bir Ekip RuhuylaBizi Kimse Durduramaz!  Dünyanın...

Daily Kamyonet ile 2025 Yılının En Büyük Teslimatı

Merkezi Ankara’da olan 1974 yılında kurulan Zirve Gıda, 50 yılı aşkın süredir Doğu Anadolu Bölgesi’ne gıda tedariği sağlamaktadır. Türkiye genelinde 6 farklı lokasyondan faaliyetlerini...

OSS Yönetim Kurulu Başkanlığına Yeniden Ali Özçete Seçildi

OSS Derneği, gerçekleştirdiği 2025 yılı Olağan Seçimli İdari ve Mali Genel Kurul Toplantısı’nda yeni Yönetim ve Denetleme Kurulu Üyelerini seçti. Genel Kurulda oy birliğiyle...