Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre son 10 yılda ülkemizdeki LPG’li araç sayısı 2 milyon 900 binden, 4 milyon 661 bine çıktı.10 yılda Türkiye’de trafiğe kayıtlı motorlu taşıt sayısı yüzde 53 artışla 23 milyonu geçerken, en yüksek artış yüzde 65 ile otomobilde görüldü. Benzinli araçların sayısı yüzde 24,2’ye kadar geriledi. 10 yıllık değişim rakamlarını değerlendiren dünyanın en büyük alternatif yakıt sistemleri üreticisi BRC’nin Türkiye CEO’su Kadir Örücü, “Geçtiğimiz günlerde otomotiv pazar araştırma şirketi JATO’nun Avrupa Birliği (AB) ülkeleri için açıkladığı rakamlar dizel araç pazarının yüzde 30 gerilediğini ortaya koydu. Geçtiğimiz yıl devreye girmeye başlayan dizel yasakları AB ülkelerinde dizel satışlarını düşürürken Türk kullanıcısı yakıt tasarrufunu düşünerek LPG’ye yöneliyor” ifadelerini kullandı. Örücü’ye göre, Avrupa’da görülen dizel yasaklarının Türkiye’ye izdüşümü zorunlu emisyon testi ile başladı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2010-2019 yıllarını kapsayan araç satış verilerini açıkladı. TÜİK verilerine göre son 10 yılda trafiğe kayıtlı araç sayısı yüzde 53 artışla 23 milyonu geçerken, LPG’li araç sayısı, 2 milyon 900 binden, 4 milyon 661 bine yükseldi. 2010’da otomobillerin yüzde 42,3’ü benzinliyken bu oran 2019’da yüzde 24’lere kadar geriledi.
10 yıllık değişim rakamlarını değerlendiren dünyanın en büyük alternatif yakıt sistemleri üreticisi BRC’nin Türkiye CEO’su Kadir Örücü, “Otomotiv pazarı araştırma şirketi JATO, geçtiğimiz günlerde AB ülkelerindeki araç satış rakamlarını açıkladı. 2019 yılında yüzde 30’a gerileyen dizel satış rakamları, dizel yasaklarının Avrupa’daki satış rakamlarını etkilediğini ortaya koyuyor. Çevre ve insan sağlığını etkileyen dizel yakıtın Avrupa’nın büyük şehirlerinde yasaklanması Türkiye’yi de etkiledi. 2020 başında getirilen zorunlu emisyon testi, dizel yasaklarının ülkemizdeki izdüşümüdür” açıklamasında bulundu.
‘Dizel çevre ve insan sağlığına zarar veriyor’
BRC Türkiye CEO’su Kadir Örücü, dizelin çevreye ve insan sağlığına olan etkilerini, “Dizel yakıtın yanarken ürettiği katı parçacıklar (PM) ve azot oksit gazları (NOx) şehirlerde oluşan hava kirliliğinin en büyük etkenlerinden olarak gösteriliyor. Avrupa Birliği (AB) verilerine göre büyük şehirlerin havasında yer alan yüksek PM oranları nedeniyle insanların ömrü 6 ila 8 ay kısalıyor. Yüksek PM değerlerinin yarattığı sağlık sorunlarına harcanan para ise ton başına 75 bin Euro olarak hesaplanıyor. LPG, fosil yakıtlar içerisinde en temiz seçenek olarak öne çıkıyor. LPG’nin katı parçacıklar (PM) salınımı odun ve kömürden 25-35 defa, dizelden 10 defa, benzinden yüzde 30 daha azdır” ifadeleriyle anlattı.
‘Dünyanın gündeminde Küresel Isınma var’
Geçtiğimiz Ocak ayında gerçekleşen Davos Zirvesi’ne değinen Örücü, “Bu yıl ‘uyumlu ve sürdürülebilir bir dünya’ temasıyla gerçekleşen Davos Zirvesi’nin önemli bir bölümü Küresel Isınma ile mücadeleye ayrıldı. Gelecek 10 yılda Küresel Isınma’ya bağlı gerçekleşecek çevre felaketlerinin ve nedenlerinin araştırıldığı forumda dizel yakıtın yarattığı tahribat da gündemdeydi. Küresel Isınma tüm varlığını dünya üzerinde hissettirmeye başladığından devletlerin üzerindeki baskı artıyor. Bizlere de dünyamıza karşı daha sorumlu davranmak zorunda olduğumuz gerçeğini gösteriyor” şeklinde konuştu.
‘Zorunlu emisyon testi dizel yasaklarının izdüşümü’
Avrupa’daki dizel yasaklarının Türkiye’ye zorunlu emisyon testi olarak yansıdığını belirten Örücü, “Dizel yakıtın insan sağlığı ve çevreye olan zararı devletlerin yadsıyamayacağı verilerle kanıtlandı. AB ülkelerinde başlayan ‘yeşil bölge’ uygulamalarının büyük şehirlerimizde uygulamaya geçirileceğini öngörüyorduk. Yeni Çevre Kanunu ile getirilen zorunlu emisyon testi olası dizel yasağının ilk adımı olarak yorumlanabilir” ifadelerini kullandı.