TESLA’NIN RAKİBİ!
Test Sürüşü: Özgür Sunay
Mercedes-EQ markasının E-Segmenti’ndeki ilk elektrikli sportif sedanı EQE serisi 350+ modelin test sürüşünü ekip olarak gerçekleştirdik. Şimdi aracımızı yakından inceleyelim. Öncelikle aracımızın dış tasarımına ve alt yapısına göz atmamızda fayda var. Sonuçta bu bir safkan tamamı ile elektrikli son geliştirilmiş bir otomobil. Bu sebeple zaten Mercedes EQE serisini ilk gördüğümüzde içeriden ve dışarıdan bize uyandırmış olduğu ilk izlenimin Mercedes markasının bu konuda artık boyut atladığı oldu. Çünkü EQ serileri ülkemize gelmeye başladığından bugüne kadar baktığımızda çok hızlı ilerleyen bir teknoloji ve çok hızlı bir şekilde gelişme gösteren son model bu farklı yapıda olan araçların ülkemizde showroom bayilerde olduğunu görmek bir bakıma çok hoş güzel ve bir o kadar da alışık olmadığımız “dünyalı mı?” dediğimiz araç türlerinden.
Öncelikle araca dışarıdan baktığımızda oldukça yalın çizgileri olduğunu görüyoruz. Özellikle Mercedes’in elektrikli ve hybrid araçlarında vurguladığı ön tampon ön planda. Öne doğru geniş kavisli çıkık ve ön kaput aracı olduğundan daha geniş ve kaslı göstermeyi başarıyor. EQE, kavisli hatlar ve önde konumlandırılan kabin tasarımı (Cab-Forward) ile sportif, ‘amaca yönelik bir tasarım’ sunuyor. Araç tasarımda kesintisiz ve yumuşak geçişlere sahip. Ön kısımda sadece benzersiz bir görünüm sunmakla kalmayan siyah radyatör ızgarası aynı zamanda ultrason, kamera ve radar gibi sürüş destek sistemlerinin çeşitli sensörlerine ev sahipliği yaparak önemli bir sorumluluk üstleniyor.
Aracın arka tarafında bagaj kaputu üzerinde devam eden arka stop lambaları, önden arkaya doğru gelen yüksek omuz çizgisi ve coupe tasarımı ile tam arkadan araç çok geniş bir yapıya sahip. Özellikle aracın arka tarafında ki spoyler aracın ne kadar güçlü olduğunun da bir göstergesi.
EQS’e göre daha kompakt olarak tasarlanan EQE, 3.120 milimetre ile EQS’ten 90 milimetre daha kısa dingil mesafesine sahip olsa da EQS serisini aratmayacak yapıda. EQE 350+ test aracımızın iç yapısı da tam bir saf kan elektrikli otomobilde olması gerektiği gibi dizayn edilmiş. Çok fazla kafa karışıklığı yaratmayan aracımızın içerisinde 2 büyük ekran yer alıyor. Gerisi teferruattan ibaret. EQE’de araç içinde açık renklerin hakim olması ve sizi karşılaması içinizi ferahlatan, sürüşten zevk almanızı sağlayan elektro bir yapıda. Derinlik ve yükseklik ayarlı direksiyon, araca yaklaştığınızda otomatik olarak dışa doğru açılan ve sizi karşılayan kapı kollarına, özellikle karanlıkta ve akşamları aynalardan süzme olarak yere vuran Mercedes logosu eşliğinde araç sizi selamlamaktan ta asla vazgeçmiyor. Bu safkan otomobilin sürüş dinamikleri ise birden fazla elektrikli olmasından kaynaklı özel bir yapıda kullanıcıya ve sürücüsüne sunulurken, sportif maceraperest meraklıların ilgi odağı oluyor.
Araca ilk oturduğunuzda çok özel olan koltuk yapısı sizi karşılıyor. EQE350+ koltuklarında aradığınız tüm Mercedes konforu fazlası ile masaja varıncaya dek size her zaman eşlik etmek için özel görevini yerine getirmek için dizayn edilmiş. Aracın Tesla’yı anımsatan ve tam ortada yer alan büyük multimedya ve navigasyon ekranı hemen altında ise size sürüşte yardımcı olacak sürüş modları tuşu bulunuyor.
EQE serisi 350+ modelinde arka’da oturan yolcular için bacak-bacak üzerine atabilecekleri kadar geniş ve ferah bir arka yaşam alanı bırakılmış. Aracın arka tarafında cam kenarında oturan yolcular için kademeli şekilde koltuk ısıtıcıları bulunuyor. Aynı zaman da yine tamamı ile elektrikli olan bu araçta (içten yanmalı motor) araçları ve diğer serilerini aratmayacak şekilde arka tarafta lüksün, konforun ve rahatlığın her şeyi mevcut. Sadece arka tarafta oturan yolculara özel ayarlanabilen iki taraflı özel klima seçeneği de bulunmakta. Ön tarafta oturan sürücü ve yolcu için ise koltuk başlarının dahi elektrikli ve otomatik olarak ayarlanabilmesi EQE’de olan standart özellikleri arasında. Bunlar sadece elektrik enerjisi ile çalışıp tüm enerjisini batarya’dan alan bir otomobil için bile oldukça fazla. Üstelik henüz daha EQE’nin diğer çarpıcı özelliklerine geçmeden.
EQE’nin tasarımında tüm kapılarda ve camlarda çerçeve bulunmuyor. Arka koltukları 60-40 oranında tek el hareketi ile kolayca yatıyor. Aracın arka tarafında ise oldukça büyük ve geniş bir bagaj bölmesi 430 litrelik hacim yer alıyor.
EQE350+ Eco modunda ilk olarak kullandığımızda gaz pedalı sadece yarıya kadar işlev yapsa da hızlanmak istediğinizde ise pedal sonuna kadar basmanıza izin veriyor. EQE350+ modelin tüm sürüş ve yol koşullarında değişken sürüş dinamikleri ve yavaşlama fren sistemi yer alıyor. Şu zamana kadar alışmış olduğunuz her şeyi farklı bir boyutta yaşamanıza ve deneyimle araç size yaşatıyor. Şimdi aracın yol performansına dayalı gerçek test sürüşünde neler oldu ve yaşandı? size onlardan bahsetmek isterim; Aracı İstanbul-Şile yolu ve farklı otoban yollarında hem düz hem de bol virajlarda tüm sürüş modlarını deneyerek test ettim.
Normal sürüş modunda aracımız Eco modunda olduğuna göre hem hızlanma tepkisi hem de direksiyon ve fren tepkisi çok daha geri bildirimi fazla olduğu için aracın normal sürüş modunda kullandığımızda EQE350+ 292 beygir güce (215 kW) ve 565 Nm çok yüksek bir tork olduğundan aracımızın kalkış ve hızlanması ile çok kısa bir sürede saniyeler içinde 130-140km hızlara anında erişebiliyorsunuz. Bu hızlanma sayesinde özellikle eğim yukarı tırmanmalarda normal içten yanmalı motorlara oranla çok daha agresif ve hızlı bir şekilde eğim yukarı yüksek hızlarda tırmanarak (İstanbul-Şile arası otobanda) yolu kat edebilirsiniz. Bunu yaparken elbette içten yanmalı motorlar gibi araç hiç bir şekilde yorulmuyor ve elbette ki enerjisinden bir şey kaybetmeden devamlı olarak yukarı doğru ivmelenmesi her zaman gaz hareketleriniz ile birlikte devam ediyor. Aracımızı Sport moduna getirdiğimizde ise tek fark daha fazla yüksek devir ve direksiyon ve ADS+ adaptif süspansiyon sistemine sahip AIRMATIC havalı süspansiyonun Sport mod’a göre ayarlanması oluyor. Elbette araç yüksek hızlarda hangi mod’ta kullanırsanız kullanın radar sistemi ve yol koşullarını sürekli gözden geçirip gaz ve fren tepkisini güvenlik unsurlarına göre kendi ayarlıyor. Normal ve Sport mod ile aracın test sürüşünde devam ederken F1 pedallarının farklı bir kullanımı olduğunu yaşadım. Direksiyon üzerinde bulunan F1 vites pedallarının aslında EQE350+ serisinde bugüne kadar bana hiç olmadığı ve yaşatmadığı kadar farklı bir deneyim sunduğuna da özellikle yavaşlama ve güvenlik açısından da şahit oldum. Size şu bilgiyi de vermem gerekir ise; Mercedes EQE350+ aracımızda “Reküperasyon” dediğimiz farklı bir sistem daha var. “Reküperasyon” ve “Reküperatif yavaşlama” sistemleri. Tam olarak göstergede sağ tarafta şarj devir göstergesinin altında yer alan normal-yüksek-kapalı 3 farklı kademe olarak ayarlanabilen ve gösterge panelinde devamlı olarak gözünüzün önünde yer alan bir sistem. Bu sistem aslında çok farklı kullanımlarda dahi işe yarıyor olsa da özellikle 170km hızla seyrederken aniden gireceğiniz veya yavaşlamak isteyeceğiniz Şile’nin virajlı yolları gibi viraja girmeden önce içten yanmalı motorlarda yer alan F1 vites ufaltmaları gibi direksiyonun altında yer alan ve EQE’de sol elinizin altındaki vites küçültmeye yarayan bu sistem aslında tam anlamı ile aracı “Reküperatif yavaşlama” yaptırmak sureti ile aniden hızınızı düşürmeye yardımcı olan ve ayağınızın altındaki fren pedalı ile de otomatik olarak desteklenen bir sistem. Yani ben aracı çok yüksek hızda kullanırken viraja yaklaştığımda sadece direksiyondan F1 vites kulakçığı yardımı ile “eski sistemde vites düşürme” hareketini yaptığımda EQE 350+ devir aralığı aratmaksızın anında bir yavaşlama daha doğrusu aracın fren sisteminin devreye girmesi söz konusu olmakta. Ayağınızın altındaki pedalın bu hareketi yaptığınızda çekildiğini ve aracın frenlerinin kademeli bir şekilde fren pedalının sertleştiğini de hissedebilirsiniz. Hemen akabinde eğer ki virajın içinde tekrar hızlanmak için gaza bastığınızda araç viraj içinde “Reküperatif yavaşlamada” olduğundan sizin gaz tepkinize cevap vermeyecek ve virajı güvenli bir şekilde yavaşlama sabit bir hız ile almanızı sağlayacaktır. Bu siz diğer sağ eliniz ile beraber direksiyonda F1 vites kulakçığını arttırmak sureti ile aracın gösterge panelinde yer alan “Reküperasyon” ‘u normal bir seviyeye ya da tam anlamı ile kapalı konuma getirinceye kadar (siz bir iki el hareketi ile tekrardan vites büyültme yapıncaya kadar) sürecektir. Şimdi EQE 350+ serisi ve modelinde direksiyon altında yer alan F1 viteslerinin kullanımının ne kadar farklı bir yapıda olduğunu da görmektesiniz. Bu kullanım şeklini benimsemek sureti ile alıştığınız takdirde çok yüksek hızlarda dahi aracın sürüş kullanımı ve dinamiklerini zevklerini yaşayarak bir super spor araç kullanmak zevkinden ötede bir deneyim yaşayabilirsiniz. Çünkü bunu yaparken ve kullanırken EQE aracı anlatmak ile bitiremeyiz ama 2 farklı sürüş motor sesini de (müzik sisteminden bağımsız şekilde) menüden ses deneyimini açarak yaşayabilirsiniz. Ayrıca, EQE’de aracın içinde sağ ve sol tarafta yanıp-sönen kırmızı ışıklar sizi kör noktada yer alan araçlara karşıda uyarıyor. Ön göğüste ve kadranda yer alan tüm ışıklar gaz tepkime ve kullanım şeklinize göre hareket ederken. Motor sesi de buna uyumlu şekilde eşlik ediyor. Aracı sport modunda kullanırken özellikle bazı yerlerde torkun ve gücün fazla gelmesi ile araç hafif salınımlara izin vermek sureti ile size eğlenceli ve güvenli bir sürüş zevki sunabilir. Aracın özellikle viraj dönüşlerinde de etkisinin olduğu bir diğer önemli özelliği ise 10 dereceye kadar açıya sahip arka aks yönlendirme sistemine sahip olması. Şehir içinde de özellikle durağan dönüşlerde yüksek bir manevra kabiliyetine sahip olmasını sağlıyor. EQE 350+ aracımızda yer alan bir diğer kullanımında önem arz eden özelliği ise aracı yerden yükseltme tuşu. Bu tuşa bastığınızda ve aracı yerden yükselt dediğinizde stabil durağan ve en fazla 30-40 km hızlarda aracın havalı airmatic süspansiyonları EQE 350+ aracımızı yerden yükselterek alt kısmını havaya kaldırıyor. Bu özelliğin araca konmasında ki en önemli sebep biliyorsunuz ki EQE 350+ aracımızın tam altında önden arkaya kadar büyük bir pil var. Herhangi bir yüksek kavisli geçmeler de veya engebeli bir yola girdiğinizde aracın altını pili çarpmamak ve korumaya almak için aracı yükseltmeniz gerekebilir.
Mercedes-Benz, ENERGIZING AIR CONTROL Plus paketi ve HEPA filtresi ile EQE’de kapsamlı bir hava kalitesi çözümü sunuyor. Sistem, filtre, sensörler, kontrol ekranı ve klimadan oluşuyor. HEPA filtre, yüksek filtreleme seviyesiyle dışarıdan gelen partikülleri, polenleri ve diğer maddeleri hapsediyor. Aktif karbon kaplama, kükürt dioksit ve nitrojen oksitlerin yanı sıra iç mekândaki kokuları da azaltıyor.
Elektrikli Akıllı Navigasyon, şarj durakları da dahil olmak üzere çok sayıda faktöre bağlı olarak en hızlı ve en uygun rotayı planlıyor, sürüş tarzındaki değişikliğe dinamik olarak tepki veriyor. Buna MBUX (Mercedes-Benz Kullanıcı Deneyimi) bilgi-eğlence sisteminde mevcut batarya kapasitesinin, şarj olmadan başlangıç noktasına dönmek için yeterli olup olmadığı bilgisinin görselleştirmesi de dahil. Rota hesaplamasında, rotaya manuel olarak eklenen şarj istasyonları tercih ediliyor.
Kısa süre önce EQS ile tanıtılan yeni nesil MBUX, EQE’de de yer alıyor ve bilgi-eğlence, konfor ve araç işlevi için çok sayıda kişiselleştirilmiş öneride bulunuyor. Sıfır katmanlı tasarımı sayesinde kullanıcının alt menüler arasında gezinmesi veya sesli komut vermesi gerekmiyor. En önemli uygulamalar, duruma bağlı olarak en görünür alanda sunuluyor. Böylece EQE sürücüsü karmaşık işlemlerden kurtuluyor. EQE, pek çok işlev ile donatılmış olan yeni sürüş destek sistemine sahip. ATTENTION ASSIST’in hafif uyuklama uyarısı (MBUX Hyperscreen ile) bunlardan biri. Sistem, kamera ile sürücünün göz kapağı hareketlerini analiz ediyor. Tüm EQE versiyonlarının arka aksında elektrikli güç-aktarma sistemi (eATS) bulunuyor. 4MATIC versiyonlarında ayrıca ön aksta da bir eATS bulunuyor. Elektromotorlar, sürekli tahrik edilen senkron motorlar PSM ile AC motorun rotoru kalıcı mıknatıslarla donatılıyor, böylece güç desteğine gerek kalmıyor. Bu tasarım, yüksek güç yoğunluğu, verimlilik ve güç sabitliği gibi avantajlar sunuyor. Arka akstaki motorda uygulanan ve her biri üç fazlı iki sargıdan oluşan altı fazlı tasarım, güçlü bir yapıyı beraberinde getiriyor. EQE 350+’da lityum iyon batarya on modülden oluşuyor ve 90 kWsa enerjiyi kullanıma sunuyor. ECO Assist duruma göre optimize edilmiş iyileşme sunuyor. Yavaşlama en verimli sürüşü sağlamak üzere yoğunlaşıyor veya azalıyor. Ayrıca önde tespit edilen araçlar için reküperatif yavaşlama da uygulanıyor. Reküperatif yavaşlama, örneğin trafik ışıklarında aracı durdurarak sürücüyü destekliyor. Frene basmak zorunda kalmayan sürücü, kelimenin tam anlamıyla tek pedallı sürüşün keyfini sürüyor.
EQE 350+ yüksek hızda ve Eco sürüş olarak yapmış olduğumuz testlerde performans ve enerji verimliliği konusunda ön plana çıkarak Full şarj ile 613km menzili sayesinde Tesla’yı her bakımdan gölgede bırakıyor. Yarım depo dolu iken test sürüşünde ZES şarj istasyonlarında 1 saat takribi sürede EQE350+’nin yakıt pili tam dolu hale geliyor. Araç ile yapmış olduğumuz otoban uzun mesafe hız testlerin de araç normal mod ile 210km son hız ile hiç durmadan sabit bir şekilde uzun süre gidebiliyor. Sport modunda en yüksek hızda araç 217km sabit hız ile sürekli şekilde hiç durmadan sürüldüğünde 80-90 km’ de tam olarak yarım depo yüzde 50 şarjı harcıyor.