Bazen az, gerçekten daha çok demektir: Volvo Cars’ın ilk tamamen elektrikli otomobili, yeni elektrikli Volvo XC40 SUV, Volvo otomobillerin bazı şeyler olmadan da daha iyi olabildiklerini ispatlıyor.
Elektrikli otomobillerin gelişmesiyle birlikte, otomobil tarihindeki en büyük değişiklik gerçekleşiyor. Yüzyıldan fazla bir süredir otomobiller ilk defa motor bölümünde bir benzinli ya da dizel motor olmadan ve tabanında bir pil olacak şekilde hareket ediyorlar. Bu durum, otomobil kavramını kökünden değiştiriyor.
Bu ayrıca, otomobillerin artık egzoz borusuna veya soğutma amaçlı geniş bir ızgaraya ihtiyaç duymadığı anlamına gelirken, içten yanmalı bir motorun ortadan kalkması ön kaputun altında depolama alanı için ekstra bir alan yaratıyor.
Tamamen elektrikli XC40, onu Volvo Cars’ın en çok satan modellerinden biri yapan tüm özelliklerini aynen koruyor. XC40, Volvo’nun yeniden doğuşunu tanımlayan zarif İskandinav tasarım dilini benimsiyor ve güzel görünümünü kullanışlılık ve işlevsellikle birleştiriyor.
Volvo Cars Tasarım Bölümü Başkanı Robin Page, “İskandinav tasarımının kökleri görsel temizliğe ve öğelerin sadeleştirilmesine dayanıyor. XC40, işte bunun en güzel örneği. Cesur ve anında kendini belli eden tasarımı, tamamen elektrikli olan bu modelde daha şık ve daha da modern duruyor. Önde bir ızgaraya ihtiyaç duymadan daha sade ve daha modern bir yüz yarattık; egzoz borusunun olmayışı ise arkada aynı etkiyi sağladı. Elektrifikasyon yolunda ilerledikçe daha fazla keşfedeceğimiz yaklaşım işte bu olacak” dedi.
Bir elektrikli otomobilin soğutma için daha az hava akışına ihtiyaç duyması gerçeğiyle oluşturulmuş, gövde renginde kaplanmış benzersiz bir ön ızgara, otomobilin ön bölümünde ayırt edici bir görsel kimlik yaratıyor. Ayrıca, yeni Gelişmiş Sürücü Destek Sistemleri (ADAS) sensör platformunun algılayıcıları da yine bu ızgara üzerinde yer alıyor.
Yeni “Sage Green” metalik renk seçeneği de dahil olmak üzere sekiz ayrı dış renk seçeneği sayesinde sürücüler elektrikli XC40’larını istedikleri gibi kişiselleştirebiliyorlar. Kontrast oluşturan siyah tavan, tüm otomobillerde standart olarak yer alıyor. 19” ve 20” boyutlarında iki ayrı jant seçeneği, daha fazla kişiselleştirme imkânı sağlıyor.
İçeride, elektrikli otomobiller için özel olarak tasarlanmış yepyeni bir arayüz, sürücüleri otomobilin şarj seviyesi gibi bilgilerle ilgili güncel tutarken, iç tasarım paketinde sportif ayrıntıların yanı sıra geri dönüştürülmüş malzemelerden yapılmış halılar da yer alıyor.
Elektrikli XC40’ın ön gösterimi ilk olarak 2016 yılında, 40.1 Konsept otomobil ile akıllı Volvo mühendisliğinin bir örneği olarak yapılmıştı.
İlk andan itibaren elektrikli modeller düşünülerek tasarlanan Volvo’nun Kompakt Modüler Mimarisi (CMA) baz alınarak, piller iç mekânı etkilemeyecek şekilde otomobilin zeminine entegre edildi.
Bu, XC40’ın en ilgi çeken özelliklerinden biri olan, kabinin etrafındaki uygun ve fonksiyonel depolama alanı zenginliğinin elektrikli modelde de aynı şekilde yer aldığı anlamına geliyor. İç tasarımla ilgili akıllı ve radikal bir yeni yaklaşım, XC40 sürücülerine, diğer şeylerin yanı sıra, kapılarda ve koltukların altında daha işlevsel saklama alanları, küçük çantalar için katlanabilir bir kanca ve tünel konsolunda yer alan takılıp çıkarılabilir bir atık kutusu imkânı sağlıyor.
Elektrikli XC40’a özgü olan ve ön kaputun altında bulunan özel bir ön yük bölmesi ise yaklaşık 30 litre ekstra yük alanı imkânı sunuyor, çünkü bir elektrikli motor içten yanmalı bir motora göre daha az yer kaplıyor.
Volvo Cars, 16 Ekim’de ilk defa halka gösterilmeden önce, tam elektrikli XC40 hakkında önümüzdeki haftalarda daha fazla ayrıntı verecek.