Page 40 - EYLÜL-EKİM2021
P. 40
Editor’s Location
Editör
Yazar: Gökçer ALP
Pek çok farklı ülkeden çok sayıda üreticinin en yeni modellerini test ettik. ve saat, dış ısı, çoklu-medya vb ekranı olarak kullanılan minik ekranlar da
Temelde araçları 2 gruba ayırmak mümkün: Tam elektrikliler ve melezler (hi- giderek büyüdü ve günümüz modern tasarım anlayışında hemen hemen
brid). Karbon yakıtlı araçlardan elektriklilere geçişte bir ara ürün olarak göre- tüm otomobillerin konsollarının üst kısmında bir "tablet" var. O tablet -bana
bileceğimiz melez araçlar, dışarıdan bakıldığında geleneksel içten yanmalı göre çok çirkin bir şekilde- konsolun üst kısmına "asılmak" yerine, nihayet
motora sahip (benzinli ya da dizel) kardeşlerinden sadece üzerlerindeki "hi- kokpit tasarımının içine dahil edilmeliydi. Ki şimdilerde yavaş yavaş bunun
brid" yazıları ile ayrılırken, tam elektrikli otomobiller, kendilerine has bir tasarım gerçekleştiğini görüyoruz. Hem teknolojinin ilerlemesi, hem de giderek ucu-
dili geliştirmeye başlamışlar. Melezlerle tam elektrikliler arasındaki tasarım dili zlaması sayesinde artık gösterge panelinde, konsolda, hatta kimi araçlar-
farkını oluşturan en temel etken, doğal olarak, depolanan "yakıt" ve enerjinin da konsolun hiç beklenmedik kısımlarında bile dokunmatik renkli ekranlara
40 harekete çevrilmesindeki farklar. Oldukça ağır olan elektrik depolama birim- rastlanıyor. Testte kullandığım araçlardan biri olan Jaguar IPace'in konsolu
leri, elektrikli araçların tabanı boyunca yer alırken, içten yanmalıların yakıt de- bu anlamda oldukça zengin örneklerden biriydi. Özetlersek, elektrikli araçlar
MAGAZINE.COM.TR da farklılığa neden oluyor. İçten yanmalı motorlar yakıttan ürettikleri ısıyı mobil"e geçişteki kadar büyük farklara sahip olmasa da, elektrikli otomo-
-teknolojiyi de arkalarına alarak- gerek iç, gerekse dış tasarımda kendi diller-
poları genellikle arka koltuğun altında. Bu da araçların ağırlık dağılımlarında,
buna bağlı olarak mühendislik hesaplamalarında ve en nihayetinde tasarım-
ini oluşturmaya başlamış durumda. Benim tahminim, at arabasından "oto-
billerin kendilerine has tasarım dillerinin yıllar içinde bugünkünden çok farklı
harekete çeviren makineler oldukları için bu motorların kendileri de ısınıyor
yönlere evrileceği. Araç bazında tek tek inceleme yerine, genele bakmak şu
ve bu nedenle soğutulmaları gerek. Elektrikli araçlardaysa böyle bir ihtiyaç
yok ve bu nedenle yüzyılı aşkın süredir görmeye alıştığımız ve pek çok mar-
noktada bana daha sağlıklı görünüyor: Yeni otomobillerin hemen hepsinde
süspansiyon ve direksiyon kaynaklı ortak bir his var. Daha doğrusu bir hissi-
ka için "alamet-i farika" olan radyatör ızgaraları, elektrikli otomobillerde yok.
AUTOMOBILE Gerçi BMW gibi bazı markalar, marka geleneklerini sürdürmek adına hâlâ bu zlik. Testte Tesla'dan Jaguar'a, Honda'dan Citroen'e dek çok farklı marka-
ızgaraları kullanıyor ama bunlar artık işlevi olmayan, sadece görsel geleneğin
ları kullanırken, 2 marka hariç tüm otomobillerde aynı hissizliği yaşadım:
devamına yönelik tasarım detaylarından ibaret. İçten yanmalı motora sahip
Sanki yol ile aramda 50 santimlik bir kauçuk tabakası varmış ve araç bu
araçlardan aşina olduğumuz aktarma organları da elektriklilerle birlikte tar-
tabakanın üzerinde yüzüyormuş gibi. Bunun bir devamı olarak, servo di-
reksiyonları da -özellikle Tesla ve Jaguar'da- beklenmedik derecede ağırdı.
ihe karışıyor; bu da araçların orantılarında değişimlerin habercisi. Tasarım
ani ve dramatik şekilde değişirse, tüketicilerle ürün arasında yabancılaşma
olacaktır; işte bu nedenle üreticiler en azından şimdilik -ve önümüzdeki bir Yüksek hız kullanımında bu kauçuk hissi, konfor olarak geri dönebilir, ancak,
benim gibi araçla ve yolla bütünleşmeyi seven bir sürücü iseniz, bu kauçuk
kaç 10 yıl boyunca- otomobil tasarımlarında temel orantılara ve genel geçer hissi, kullanım zevkini büyük oranda törpülüyor. Bu hissin aracın elektrik-
silüete sadık kalacaktır diye düşünüyorum. Dış tasarımda yavaş ama belir- li olmasıyla bir ilgisi yok, tamamen süspansiyon ve direksiyon geometrisi
gin bir dönüşüm gerçekleşirken, özellikle gösterge panellerinde de işler çok ve ayarlarıyla ilgili. Bir otomobil, rakipleri kadar yüksek konfor sunmasına
değişiyor. 30 yıl öncesine kadar sadece ibreli yuvarlak göstergeler varken, karşın, hiç de kauçuk üzerinde yüzer gibi olmaması, hafiflik ve netlik hissiyle
elektroniğin gelişimiyle birlikte bu göstergelerin yanına dijital göstergeler öne çıktı benim için: DS7 Crossback. Eski bir Focus kullanıcısı olarak, biraz
katılmaya başladı. Daha sonra bu dijital göstergeler büyüdü ve daha fazla "ağır" bir direksiyonun sürücüyü zemin ve aracın anlık dengesi / yol tutuşu
sayıda detay bilgisini dunar oldu. Tıpkı ilk zamanlar tek renkli ve çok basit hakkında çok daha fazla bilgilendirdiğini ve kullanım zevkini de kesinlikle
olan cep telefonu ekranlarının yıllar içinde çok renkli olması, büyümesi ve artırdığını iyi bilirim. DS7 testteki en hafif direksiyona sahipti, ama yolu en iyi
en nihayetinde deokunmaya duyarlı bir ekranın telefonun tüm yüzeyini ka- hissettiren ve en net direksiyon hissi de ondaydı. Ve bu birinciliğin oldukça
plaması gibi, teknoloji ilerledikçe araçların göstergelerinde de kabaca son "açık ara" bir birincilik olduğunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Citroen'in
30 yılda büyük değişimler yaşandı. Kişiselleştirme seçenekleri dahilinde lüks alt markası olarak ortaya çıkan DS, markanın Türkiye yetkililerinin bilg-
renkleri ve tarzları değiştirilebilen göstergeler, bugün artık tamamen bilgisa- ilendirmesine göre, an itibarıyla ana firmadan tamamen ayrılıp bağımsız bir
yar oyunu görsellerine dönmüş durumda. Konsolun üst kısmında yer alan üretici hâline gelmiş.
Automobile Magazine | EYLÜL-EKİM 2021