Londra
Uluslararası Enerji Ajansının (IEA) Bataryalar ve Güvenli Enerji Dönüşümleri Özel Raporu’na göre, düşen maliyetler, inovasyondaki ilerleme ve destekleyici endüstriyel politikalar batarya teknolojilerine talebi artırdı.
Batarya maliyetleri 15 yıldan kısa bir sürede yüzde 90 geriledi ve temiz enerji teknolojileri arasında en hızlı maliyet düşüşü bu alanda görüldü.
Halihazırda küresel batarya talebinin yüzde 90’ını enerji sektörü oluştururken, geçen yıl elektrik sektöründe batarya kurulumları yıllık bazda yüzde 130 büyüdü. Ulaşım sektöründe ise bataryadaki büyüme sayesinde 2020’de 3 milyon olan elektrikli araç satışları 2023’te 14 milyona yükseldi.
Dünyada geçen yıl batarya teknolojilerindeki büyüme, neredeyse tüm diğer temiz enerji teknolojilerindeki büyümeyi geride bıraktı.
Ancak 2030 enerji ve iklim hedeflerine ulaşılabilmesi için dünyada batarya kurulumlarının büyük ölçüde hızlanması gerekiyor.
Rapordaki baz senaryoya göre, küresel enerji depolama kapasitesinde 2030’a kadar 6 kat artış öngörülüyor ve bu artışın yüzde 90’ını bataryalar oluşturuyor.
Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi COP28’de açıklanan 2030’a kadar küresel yenilenebilir enerji kapasitesini 3 katına çıkarma taahhüdü için 1500 gigavat batarya kapasitesinin kurulması gerekiyor.
IEA Başkanı Fatih Birol, rapora ilişkin değerlendirmesinde, elektrik ve ulaşım sektörlerinin küresel emisyonları azaltmak için iki kritik alan olduğunu belirterek, “Bataryalar, her iki sektörde de temelleri oluşturacak, yenilenebilir enerji kaynaklarının artırılmasında ve ulaşımın elektrikli hale getirilmesinde paha biçilmez bir yol oynarken, işletmeler ve haneler için güvenli ve sürdürülebilir enerji sağlayacak. Güneş enerjisi santrali ve batarya kombinasyonu maliyet açısından bugün Hindistan’daki yeni kömür santralleriyle rekabet edebilir durumda. Bu kombinasyon, önümüzdeki sadece birkaç yıl içinde, Çin’deki yeni kömür ve ABD’deki gaz yakıtlı santrallerden daha ucuz olacak. Bataryalar, gözerimizin önünde oyunu değiştiriyor.” ifadelerini kullandı.