Bazen yaptığım işi çoğu kez sorgulamaktan kendimi alamıyorum. Acaba doğru mu? yapıyorum.
Bu kadar ortalık yangın yerine dönmüş halkımız almak istediği bir ekmeği bile düşünür iken, bir yandan da araçlarını yeni modelleri ile değiştirip satmak veya yeni araç almak isteyen bir kitle mevcut.
Peki, komşunun, arkadaşının, akrabasının, patronunun aracına bakarak ya ben bunu nasıl alabilirim diye iç geçirdiğiniz hiç oldu mu? gençlik zamanımızda bizimde arkadaş arasında bu tarz muhabbetlerimiz çoktur diye inanın çekinmeden söyleyebilirim.
Hesaplarıma göre aşağı yukarı tam 18 yıldır zaman zaman test araçları kullanıyor ve son model araçların test sürüşlerini işim gereği yapıyorum.
En başında, ilk yıllar aynı bir rüya gibi oldukça zevkli idi. Halan daha da bazan zevkli olabiliyor. Özellikle teknolojinin gelişimi ile birlikte ayak uydurmak ve yeni gelen bu araçları test ederken, yeni teknolojiyi keşfetmek değişimi görmek, keyifli olduğu kadar ilham verici ve işimiz bakımından da bir o kadar önemli. Tam olarak da bu değişim esnasında otomobil editörlüğü veya yayını yapıyor olmak, otomotiv sektörüne hizmet ederek içerisinde var olabilmek, bu değişimin bir parçası olarak şahitlik ederek, değişimin her evresini yayınlayarak anlatıyor olmak, inanın bana şu sıralar bu tam olarak tarihi birşey…sanıyorum.
Ama tüm bunları yapar iken çoğu zamanda genel olarak kendimi suçlu hissetmem, Neden mi? Bu araçlar ile trafikte dolaşırken (test araçları ile sadece test etmek üzere) milyar ve artık milyonlara varmış, aşmış olan bu araçları kullanırken çoğu zaman gördüğüm şeyler manzaralar pek hoşuma gitmemekte. Bunları özellikle son model bir araç ile markası modeli ne olursa olsun trafikte, sokaklarda dolaşırken görüyor olmak ve rastlamak kendimi maalesef o dakika içinden çıkılmayacak kadar kötü hissetmeme sebep oluyor.
Hatta yayınlar iken, onlarla ilgili yazıları yazarken ya da dergimize bastığımızda, bir yandan işimi doğru ve iyi yapmaya çalışırkende, özellikle bu test araçları ile ilgili bir suçluluk duyuyorum. Test yazılarını ve yorumlarını yaparken, acaba şimdi bu yazıyı okuyacak olanların çoğunun aracı var mıdır? Yoksa aracı olmayıp bir araç alacak hayalini kuruyor ve bende hayallerini işte yazıyorum, çiziyorum, anlatıyorum v.b. gibi… ama karşımdaki bunu okuyan kişi veya kişiler belkide asla bu aracı satın alabilecek pozisyonda olmayan bu adam ne diyor? ne anlatıyor? eleştiri yapanlarda olabilir kesinlikle, sıfır bir araç ne kadar olmuş? Vergiler, Kasko, Sigorta, Yakıt derken bir 2.El araç bile almamış hayatı boyunca bu kişiler ya beni okuyor ise? diye ben çok utanıyorum. Bu işi yaptığım içinde bazen kendimi affetmekte zorlandığım zamanlarda olmuyor değil. Ve sırf bu yüzden her zaman meslek, iş değiştirmeyi de çok düşündüm, düşünmekteyim. Sürekli bana kapıyı açan güvenlikte çalışan arkadaşım, belki her hafta beni farklı değişik son model araçlar ile girip-çıktığımı görüyorsun. Biz aslında ne iş yapıyoruz öyle ya. Evet, araçların tanıtımını yapmak bu araçlarıda anlatacak birilerinin olması eğer üretiliyor ise maalesef gerek, lazım.
Bu işi tabiki iyi yaptığımı, araçları iyi tanıyan biri olarak çok iyi yorumladığımı da bunu en azından biraz olsun bilen anlayan kişi olduğumu sanıyorum. Daha doğrusu iyi olduğumu da bu işte aslında biliyorum…
İşte insan o zaman bu durumda bir çelişkiye de düşüyor, evet bazen bu iş belkide insanın kendinden nefret etmesini sağladığı kadar (tamamen duygusal) bazende tam tersine bu işi herşeye rağmen sevebilir miyiz? şartlarımız dolayısı ile onu hiç yaşamadım ki, nasıl bir duygu onu bilmiyorum…
Bu araçları sahibi olamadan satın almadan en fazla 3-4 gün ulaşarak kullanıyor ve sürebiliyorum. Belki böyle bir işim olmasa idi zamanında bende komşumun aracına bakarak iç geçirip maalesef bir sürü hayal kurarak hayallerimin esiri olabilirdim. Kaldı ki şu anda da maalesef benimde bu otomobillere ya da araçlara ulaşamayanlar ile aynı hayallerim halen daha devam ediyor diyebilirim. Benimde halen hayalini kurmuş olduğum ama ulaşmakta zorluk çektiğim ve hayal olarak kalmış aslında kimisi içinde çok pahalı olmayan hatta 2.El fiyatı milyona bile varmayan araç alma hayallerim sürmekte.
Bu durumda bile inanın bana öncelikle aklıma arkadaşlarım, ailem, yakınlarım en başta geliyor. Çünkü herkes ya aracını değiştirmek ister ya da hayatı boyunca alamadığı bir aracın sahibi olabilmeyi, ilk defa kendine ait bir otomobil satın alarak ruhsatta adının yazmasını ve belkide ilk ve son alacağı araç… herkes genelde otomobiller, araçlar ile ilgili birşeyler ister. İstemeyen de vardır tabii aracından memnun olan ya da sadece bir klasik araç sahibi…
Benim, 97 model eski geçtiğimiz yıllarda zar zor almış olduğum idare ediyor ve ayağımı yerden şimdilik kesiyor dediğim en ucuz olanlarından bir aracım var. Yeni bir otomobil alabilmek şu şartlarda 2.El bile benim adıma en azından şu sıralar pek mümkün gözükmüyor. Aslında uzun yıllardır bu işi yaptığımdan beridir ne hikmetse pek mümkün olmadı.
İşte bu yazıyı yazmamda ki sebepte tamamen bundan ibaret. İçinde bulunduğumuz şartlarda fiyatı milyonları aşmış olan sıfır bir aracı çalışarak satın alabilmem artık hayal gibi bir şey. 2.El’de ise yine satın alabileceğimiz araçların şu anda piyasada benim gibi ve gibiler için yine ulaşması pek mümkün gözükmemekte… Biz kullanıyor, yazıyor, çiziyoruz. Evet bazen binebiliyor, Sürebiliyoruz. Maalesef ülkemizde otomobil fiyatları çok yüksek. Araç alabilecek ve halen daha 2.El bir otomobili olmayan, hayatında daha önce hiç otomobil sahibi olmamış bir çok kişi maalesef bulunmakta.
Bu kadar son model bazılarının sıfır fiyatları milyarı aşarak artık milyonlar olan araçları haber siteleri, dergilerde, TV’lerde yayınlıyor, reklam yapıyor ve anlatıyoruz. Peki biz bu araçlara nasıl ve neden sahip değiliz, olamıyoruz? En azından belirli bir kesim.
En azından belirli bir şekilde düzgün ve belirli bir zamandır bir yerde çalışan ufakta olsa az kazanan ticaret ile uğraşan, kişilerde 2.El hayallerini kurdukları düzgün iyi araçlara ulaşmakta bence ülkemizde artık zorluk çekmeden hayallerine kavuşmalıdırlar diye düşünmekteyim.
Mesela düşündüğümde aracımı satışa çıkarıp, istediğim fiyata satabilirsem satmış olduğum fiyat ile 2.El aslında hayalini kurup satın almak istediğim (fiyatı ‘milyar bandında olan) araca ulaşmak için ne kadar fark vereceğim ? cevap şu hemen hesaplayalım satmış olduğum aracımın parası ile beraber tam 7.5 Katı fark ödediğimde 2.El en az 10 yaşında hayalini kurmuş olduğum bu araca ulaşabilirim.