Test Sürüşü: YAMAHA R7 689 cc 4-zamanlı, 4-subap, DOHC 73 Beygir

®
Çok Okunanlar

DS Automobiles, ABB FIA Formula E Dünya Şampiyonası

Formula E’de ikişer defa Pilotlar ve Takımlar Çifte Şampiyonluğu bulunan DS Automobiles, ABB FIA Formula E Dünya Şampiyonası’nın 10....

MICHELIN’İN POLONYA OLSZTYN’DEKİ ÜRETİM TESİSİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMA

MICHELIN’in Polonya Olsztyn’deki üretim tesisi, Kamyon ve Binek Otomobil lastiği pazarındaki gelişmelere daha iyi yanıt vermek adına dönüşümden geçiyor. Michelin,...

Stellantis Sürdürülebilir Ulaşım Teknolojisi

Mobilitenin her alanına yatırım yapan, dünyanın en büyük mobilite şirketlerinden Stellantis, 2023 yılında ortaya koyduğu güçlü performansını sosyal sorumluluk...

RAPOR:  ÖZGÜR SUNAY

Yamaha R-Serisi modelleri 20 yılı aşkın süredir binlerce sürücüye heyecan verici bir deneyim yaşatıyor. A&S debriyajlı canlı 689 cc CP2 motor, pistte ve yolda heyecan verici gerçek bir sürüş deneyimi için yüksek torklu hızlanma sağlıyor. Son derece dar ve aerodinamik gövde, güçlü bir orta LED farın bulunduğu agresif bir çift gözlü ön tasarıma sahip. Keskin arka kuyruk ve derin tasarımlı depo, saf R-Serisi genleriyle şekillendirilmiş. Yamaha bu yeni nesil Supersport ile, pistte ya da şehir yollarında adrenalin arayan sürücüler için R dünyasını ulaşılabilir hale getirmeyi planlamış olsa gerek. Yalnızca 188 kg dolu ağırlığa sahip R7, kompakt şasisi ile R ailesinin en incesi… R1M, R1 ve Dünya Supersport Şampiyonasını kazanan R6 Race; amiral gemiler olarak kategorinin lideri olmaya devam ederken özellikle R7, erişilebilir bir fiyata heyecan verici bir performans ile saf Supersport tasarımı isteyen sürücüler için ortaya çıkıyor. R7, daha sorunsuz vites geçişi sağlayan ve ani frenleme sırasında motorun aşırı devrini ve arka tekerleğin temasının kesilmesini önleyerek, virajlara yaklaşırken daha öngörülebilir ve kontrol edilebilir bir yol tutuşu sağlayan Destekli ve Kaydırmalı (A&S) debriyaja sahip. R7’nin tasarımı R-Serisi modellerinin en küçüğü ve ergonomik selesi ve gidon pozisyonu  ile sportif sürüş esnasında en yüksek düzeyde aerodinamik verimlilik sağlıyor. R7; upside down ön amortisörler, yüksek teknik özellikli frenler ve radyal bağlantılı ön kaliperlerle donatılmış. R7 özellikle tam bir Race sürüş havası sunan ve görüntü itibarı ile de R25’ten sonra 700cc’lik hacmi ile R1’e en yakın model.

2 silindir hacme sahip motor, ilk kalkışlarda düşük devirlerde çok canlı bir hissiyat özellikle sunmasa da gazı sıkıştırdığınızda ya da aniden 3 ya da 4 viteste gaza yüklendiğinizde torku yüksek bir makine olduğundan anında size cevap veriyor, hızlanıyor.

Zaten R7 modeline ve kullanım şekline ise çok daha yakından bakarak inceleyecek olduğumuzda ise şunu gerçekçi olarak görmekteyiz; Bu bir ara geçiş motorudur. Her ne kadar ara geçiş motoru olsa ya da Yamaha bunu bu şekilde tanımlamış olsa da aslında bu R7 motor 250cc sevmeyenler ve yetmeyenlere çok doğru biçilmiş bir kaptan her daim kullanılabilecek yüksek bir performansa sahip motordur. R7 modelinde ki 2 silindir doğal olarak motor ilk çalıştığı zaman size yerleri gökleri inletecek bir yırtıcı Race sesi vermez. Ama R25’te ki gibi sonradan performans egzoz takabilirsiniz de R7’ye takmayabilirsinizde. Fakat takacak olursanız oldukça tok iyi bir ses performans yine R7’den her ne kadar 2 silindir olsa da duyabilirsiniz.

Motorun gösterge paneline ilk olarak bakacak olursak dijital hız gösterge panelinde oldukça sade ve sadece gerekli olan menü bize eşlik etmektedir. Bir Tracer’da olduğu gibi R7’nin menüsünde bir çok öğe bulunmadan sadece sürüşe kullanıma odaklı bir motosiklet yaratıldığını görüyoruz. Herhangi bir mode tuşu yada farklı sürüş modları R7’de yer almıyor. Ön led far uzunları yaktığımızda gündüz ve gece gayet iyi gösteriyor ve iyi bir iş çıkarıyor. R7’nin benzin depo tasarımı ve sele koltuk tasarım şekli itibarı ile de ne bir tam Race ne de bir tam olarak Naked oturma pozisyonu tam arasında kalan daha çok yüksek hızlarda rahat kullanım adına benzin deposuna karın dayama usulü ile öne kapanıp yatarak kullanabileceğiniz ve yoğun rüzgardan etkilenmemeniz gereken motor. Fakat bu kullanımda ise kısa aralıklar ile mola vermek zorunda kaldım test sürüşünde çünkü vücudumun tüm yükü kollarıma ve omuzlarıma bindi diyebilirim. Buna rağmen R7’ye alıştığınızda ise kullanım olarak sizi üzmeyen oldukça seri kıvrak sürüşü de size vaat ediyor.

696cc’lik ve 73.4hp’lik beygire sahip motor sanki düşük alçak devirlerde 300 ila 500cc gücünde hareket ederken, gazı sıkıştırıp yüklendiğinizde ve vitesleri attığınızda aniden 150-180-200km hızlara 3-4-5 saniyeler içinde erişmenizi sağlarken bir yandan da arkada olan kontrollü ABS freni sizi yüksek hızlarda çok iyi yavaşlatmasa da ön fren ve büyük ön fren diskleri işini bu anlamda güvenli ve kontrollü olarak iyi bir şekilde tamamlıyor. Zaten yüksek hızlarda aniden yavaşlamak istediğiniz önemli olan arkada çok fazla kayma olmadan motosikletin en kısa sürede sizi yavaşlatmasıdır. Bu anlamda R7’nin ön tarafında oldukça iyi olan amortisör sistemi ön freni pompala bırak taktiği ile de kuvvetli amortisörler motoru güvenli şekilde durduruyor. Ön frene asıldığımızda bu anlamda ön süspansiyonların önemi büyük. Fakat arkada oturan yolcular için ani ön fren asılmalarımızda arka yolcunun çok fazla olarak yerinden öne doğru havalandığını görüyoruz. Bu sebeple yüksek hızlarda özellikle R7’de motoru durdurmak istediğiniz arka fren sonuna kadar ayağınızda basılı şekilde ve ön freni çok ama çok kontrollü yapmanızda fayda görüyorum. Çünkü bu motor sürüş pozisyonu ve tasarımı itibarı ile bir MT07 – MT09, Yamaha XJ 6 Diversion F ya da bir Tracer değil.

R7’de motosikletin üzerinde Yamaha’nın “YAMALUBE GB RACING” ekonomik ama performansa dayalı özel bir motoru görev yapıyor. Özelilikle 180/55ZR17M/C ölçülerine sahip olan arka lastiği ise motoru olması gerektiği gibi tam olarak bir 700cc’lik race-yarış motoru olduğunu da ispatlarken virajlarda ve yatmalarda güven verici.

R7’nin tabi ki 6 vites oluşu, Motoru 5 ve 6. viteslerde çok ekonomik kullanmanıza da olanak sunmakta. Fakat sürüş esnasında özellikle yatmalarda dönemeçlerde viraj alırken gazı biraz kaçırırsanız motor torku sebebi ile arka lastikten biraz kayma yapabiliyor. Bu bakımdan temkinli yatmalarda dikkat etmek gerekiyor. R25 havasında bir sürüş gibi ilk başta kullandığınızda sansanız da motorun bir R25 havasında olmadığı hızı ve performansı sürüş dinamiklerini göz önünde de bulundurduğumuzda aslında ne kadar farklı bir motor olduğu da görmekteyiz. 11.000 devir aralığına kadar çıkabiliyor. 12.000 devirde redline olması size performanslı yüksek hızlara kısa sürede ulaşabilme imkanı da sunuyor.

Elbette R7 sahibi olmak isteyenler için sonuç olarak şunu söyleyebiliriz; Bu motor ile örnek olarak bir KTM 390RC’yi çok rahat geçebilirsiniz. Devamlı bir motor olarak ta kullanabilirsiniz. İdeal hızlarda çok Race motorlarını ve yüksek hızlarda kullanmayı agresif motorları, tehlikeyi sevmeyenler ve Race tipi motora sahip olmak isteyenlerde bu motoru deneyebilir. Marka olarak ise gayet sağlam alınabilecek kaliteli bir motor. Eğer vücut  tipinize de ebatları uygun ise R7’yi değerlendirebilirsiniz.

 

Son Haberler

“Yeni Nesli Otomotive Kazandırmak Zorundayız”

Önemli değişim ve dönüşümlere sahne olan otomotiv sektörünün gölgede kalan satış sonrası hizmetleri alanı, son yıllarda derin bir istihdam...

Diğer Haberler