Yazı ve Fotoğraf: Umut Özgür Sunay
RCZ, Peugeot ürün gamının en özel modellerinden biri. 2010 yılında yapılan lansmanından bu yana oldukça kısa bir süre geçmesine rağmen tam 30.000 adet üretilen RCZ, ülkemizde de oldukça popüler. 2010 yılının Ağustos ayında piyasaya sürülen RCZ Yearling, 650’den fazla satış adediyle, Türkiye’nin en popüler coupe araçlarından biri olmayı başardı. Peugeot’nun bu özel modeli, Kasım ayında yeni bir seriyle karşımıza çıktı.
Piyasaya sadece 30 adet sunulan “ASPHALT” 1.6 THP 200 hp motoru ile benim gibi zor beğenen, performans ve farklılık odaklı özel bir alıcı profiline hitap eden aracın içerisindeyim. Sabahın erken saatlerin de. Herkes işe gidiyor. İstanbul’da trafik derdi. Ama bu sefer ben tam ters istikamete doğru yola koyuluyorum. Ağır ve hafif bir tempo ile… Yavaş yavaş olaya ısınmak için vücudumun temposu ve kalp atışlarımı en alt limitte sınırlı tutuyorum. Gişelerden paralı yola çıkıp açık yolda hız sabitleme ile ilerliyorum. Bir gün öncesi sanırım biraz fazla hız yaptığım için içimden gaza basmak pek gelmiyor. Otoban yolundaki Opet benzin marketinde durup, bir nescafe xpress black ve sade olanından alıyorum. RCZ ile yola devam..
Bolu dağına kadar soğuk neskafemi yudumlayarak 90-100 km sabit hızlarla salına salına devam ediyorum. Nappa deri, çift dikişli, elektrikli ve ısıtmalı spor koltukları, aracın sürüş özelliklerinin tadını çıkarmak için ideal ve konforlu bir sürüş pozisyonunu sunuyor. Bunu daha önce Londra’da özel olarak testini yapmış olduğum Nissan GTR Black Edition modeline benzetiyorum. Torpido panelinin tamamı yumuşak dokulu ve kaliteli malzemeyle kaplanmış. Ayrıca bütün kumandalar sürücünün elinin altında yer alıyor. İlk dikkatimi çeken ise tam ortada duran ve aracın her iki yanına hâkim bugatti marka araçtan esinlenilen saat. Göz alıcı tasarımı ile RCZ araca spor ruhuna uygun farklı bir hava katmış.
Bolu tünelini geçtikten sonra uygun bir mola yerinde durup buradaki köylere has gözleme, tost, ayran gibi yiyeceklerden tadıyorum. Ama en güzeli üzerinde içtiğim müthiş Türk kahvesi oluyor. Bu arada RCZ epey kirlenmiş gözümün önünde iyice temizleniyor. Üzerinde çok farklı mat gri renkte bir boyası var bu kısımdan daha sonra özellikle tekrar bahsedeceğiz. Birkaç kere fotoğraf çektikten sonra yola devam etmek üzere araca biniyorum. Temiz hava ve bol oksijen aldım. Zımba (Çelik) gibi oldum. Şimdi her şey daha farklı kalp atışlarım hızlandı. Şimdi hız sabitleme devre dışı. Performans zamanı geldi. RCZ Asphalt modelinde sürüş keyfini artırmak için; motor özel ses sistemi, küçük çaplı direksiyon simidi, spor vites kolu, özel Asphalt kapı eşikleri ve alüminyum pedallar standart olarak sunuluyor.
JBL Hi-fi müzik sistemi, USB Box, Bluetooh kitinden oluşan sistem sürücü ve yolcuların sevdikleri müzikleri keyifle dinlemesini, sürücünün ellerini direksiyondan ayırmadan telefon görüşmelerini yapmasını sağlıyor. İşte bu sistem sayesinde özel olarak doldurulmuş usb’deki özel müziklerimi yüksek seste dinleyerek daha hızlı ve performanslıolarak yola devam ediyorum. Tam olarak nereye gittiğim henüz açıklamadım ama fotoğraflardan belli oluyor sanırım. Evet, yeri gelmişken konuya özellikle değinmek isterim. Yeni markamız“World Cars” magazine yayınımızın marka patent başvurusunu yapmak üzere merkezi Ankara’da bulunan Türkiye Patent Ofisine şahsen ve bizzat giderek başvurmak istedim. Bu şekilde çok daha özel ve heyecan verici oldu. Ama henüz yazımızda Ankara’ya varamadık tabii ki. Biraz da sizlere RCZ’in sürüş kabiliyeti özelliklerinden bahsedeyim. Peugeot’nun sürüş ve yol tutuş konularındaki tüm tecrübesini aktardığı bu model genişletilmiş ön ve arka tekerlek izleri, güçlendirilmiş süspansiyon ile alçaltılmış bir ağırlık merkezine sahip. Büyük çaplı özel akslar ve alt amortisör gergi çubuğu ile birlikte tüm bu özellikler RCZ Asphalt’a daha canlı, atak bir sürüş ve müthiş bir denge kazandırmış.
Vites geçişlerini hiçbir şekilde hissettirmiyor. Neden mi? Çünkü RCZ Asphalt düz manuel 6 vitese sahip. Performans kullanımına bu şekilde çok daha uygun olmuş. Bir önceki normal otomatik vites ve 156 beygir gücündeki araç beni maalesef tatmin etmemişti. Sadece motor yada performans için değil tasarım olarak ta hitap etmiyordu. RCZ Asphalt modelinin farkı ya da farklı kılan tarafı da işte bu. Araç sanki ufak bir Bugatti veyron ya da daha önce testini yaptığım Audi R8 aracın iç ve dış tasarımından faydalanılmış gibi duruyor. Performansı ise müthiş harika ve kullanımı bir o kadar zevk verici. Gaza bastığınızda egzozsundan çıkan yırtıcı motor sesi sizi daha çok gaza getiriyor. Her viteste özellikle 2-3-4-5 ‘inci viteslerde 5.000 devirden sonra 6500-7000 devirde gazı kendi kesinceye kadar müthiş bir zevk ve performans yaşıyorsunuz. RCZ Asphalt, kullanıcısına kaputun altında muazzam bir güç ve teknoloji sunuyor. 0-100 km hızlanmayı 7,5 saniyede tamamlayan Euro 5 standardına uygun özel motor, performans ve çevreye saygı arasında yenilikçi bir sentez sunuyor. RCZ Asphalt‘ın ön takımı, otomobile müthiş bir denge ile birlikte daha canlı ve atak bir sürüş özelliği kazandıran özel bir alt amortisöre sahip. Tüm bu performansı yanı sıra RCZ Ashalt son derecede ekonomik olduğunu bana kanıtladı. Özellikle uzun otoban yollarında 120-130 km (60-70mil) hızla seyrederken hız sabitleme açık ise aracın ortalama yakıt tüketimi 7,0- 8,0 Aralığını bulmuyor bile. Yol
eğimli değil düz bir yol ise 4,5 – 6,0 arasında yakıt tüketimi oluyor. Bir ara 140 – 145 km sabit hızla giderken düz yolda yine aynı şekilde yaktığını hatta biraz yokuş aşağı 4,8 ‘e düştüğünü gördüm. Şayet performans aramıyorsanız ve tüketimi ekonomik kullanmak isterseniz RCZ’in Asphalt modeli bunu size sunuyor.