Mercedes-Benz’in geleceğini sürdürülebilirlik yönlendiriyor

®
Çok Okunanlar

Ford Otosan Ekosistemdeki Liderliğini Sürdürüyor

”Gelecek Şimdi” vizyonu ile ortaya koyduğu uzun dönemli sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda tüm ekosistemde dönüşümün öncüsü olma amacıyla faaliyetlerini sürdüren...

2024 Red Dot Ödülü YENİ PEUGEOT E-3008

PEUGEOT, bu yıl üstün tasarımıyla bir kez daha Red Dot Ödülü’ne layık görüldü. Yeni PEUGEOT E-3008, dinamik fastback silueti,...

Trafiğe martta 226 bin 617 aracın kaydı yapılırken 2 bin 239 aracın kaydı silindi

Türkiye İstatistik Kurumu, mart ayına ilişkin motorlu kara taşıtları istatistiklerini açıkladı. Buna göre, martta trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı geçen...

Automechanika Istanbul 23-26 Mayıs 2024

Türkiye, ihracatta yakaladığı başarıyı her yıl artırarak sürdürürken, ülke ihracatına 14,5 milyar dolar ile önemli katkıda bulunan otomotiv sektörü...

Mercedes-Benz, üçüncü yıllık ESG Konferansı’nda iddialı ve ölçülebilir hedeflere ulaşma konusundaki kararlılığını ortaya koydu. Geleceğin yönlendirdiği ve tüm değer zincirine net bir şekilde odaklanan Mercedes-Benz, sürdürülebilirlik konularını günlük işlerine de dahil ediyor. 2020’lerin ikinci yarısında yeni araç filosunda elektrikli araçların yüzde 50’ye varan payını hedefleyerek elektrikli binek araç portföyünün küresel olarak genişlemeye devam etmesi bunun bir yönü. 2020’lerin sonunda ise üretimden kaynaklanan CO2 emisyonlarının yüzde 80 oranında azaltılması hedefleniyor. Ayrıca, 2039 yılına kadar dünya çapında Mercedes-Benz’e ait tüm üretim tesislerinin yüzde 100 yenilenebilir enerjiyle çalıştırılması hedefleniyor.

Bu bağlamda stratejik odaklanmayı taktiksel esneklikle birleştiren şirket, ekolojik ve ekonomik düzeyde sürdürülebilir bir geleceğe doğru yoluna devam ediyor. Ayrıca, tüm şirket genelinde sosyal ve idari konularla ilgili girişimler bütünsel bir sürdürülebilirlik yaklaşımına katkıda bulunuyor. Bu, Mercedes-Benz’in ‘Adil Dönüşüm’e katkıda bulunduğu çeşitli önlemleri de içeriyor.

Mercedes-Benz CEO’su Ola Källenius Mercedes-Benz’in her zaman yarına olan inancıyla hareket ettiğini ve bu öncü ruhun iklimin korunmasında Mercedes-Benz’in üzerine düşen rolü oynayabilmesi ve işini her açıdan daha da sürdürülebilir hale getirebilmesi için kilit öneme sahip olduğunu belirterek “2039’a kadar net karbon sıfır için çaba göstermeye devam ediyoruz ve ESG ilkelerinin uzun vadeli değer yaratmayı mümkün kıldığına inanıyoruz” diyor.

Mercedes-Benz Doğruluk, Yönetişim ve Sürdürülebilirlikten Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Renata Jungo Brüngger de sürdürülebilirlik ve ESG’nin özellikle dönüşüm dönemlerinde, işlerinin her yönünün ayrılmaz bir parçası olduğunun altını çiziyor. Ayrıca sürdürülebilirlik koordinasyonunun karbonsuzlaştırmadan insan hakları ve yönetişim gibi sosyal konulara kadar tüm ESG yelpazesini kapsayan bütüncül yaklaşımlarını vurguladığını söylüyor.

Karbonsuzlaştırma ve sürdürülebilir ürünlere odaklanma yolunda

Mercedes-Benz’de karbonsuzlaştırma, şirketin 2039 yılına kadar yeni araç filosunu tüm değer zinciri boyunca ve araçların tüm yaşam döngüsü boyunca net karbon-nötr hale getirmeyi amaçlayan Ambition 2039 hedefleri tarafından yönlendirilmeye devam ediyor. 2023’te elde edilen önemli başarılar arasında yaşam döngüsü karbon emisyonlarının araç başına 46,3 tona (2020: 49,7 ton) düşürülmesi yer alıyor. Gelecek model nesilleri 2020’lerin sonuna kadar binek araç başına net yaşam döngüsü karbon emisyonlarını yüzde 50’ye kadar azaltmayı hedefleyerek bunu önemli ölçüde hızlandıracak.

CO2’i azaltılmışçelik ve alüminyum ile geri dönüştürülmüş malzemeler tedarik zincirinin karbonsuzlaştırılmasını sağlıyor

Mercedes-Benz, tedarik zincirini karbondan arındırma konusunda güçlü bir ilerleme kaydediyor. Bunun bir örneği, yenilenebilir enerji ile çalışan elektrik ark ocakları (EAF) kullanılarak işlenen CO2’i azaltılmışçelik. Şirket bu teknolojinin ABD ve Avrupa’da kullanımını yaygınlaştırıyor. Ayrıca, MMA modellerindeki birincil alüminyumun en az üçte biri Avrupa’daki yenilenebilir kaynaklardan elde edilen elektrik kullanılarak üretilecek. Bu da normalde Avrupa’da kullanılan alüminyuma kıyasla en az yüzde 40 CO2 tasarrufu sağlayabilir. Geri dönüştürülmüş alüminyum kullanımı da artıyor. Mercedes-Benz’in Mettingen’deki dökümhanesinde kullanılan özel bir alaşım, en az yüzde 25 oranında kullanılmış hurda içeriyor. Bir kg alüminyum başına 2,8 kg CO2 olan karbon ayak izi, geleneksel alüminyum için Avrupa ortalamasından yaklaşık yüzde 70 daha düşük.

Şirketin ‘Döngüsellik için Tasarım’ yaklaşımı doğrultusunda, seri üretim araçlarda ikincil hammaddelerin payının artırılmasına yönelik çalışmalar da devam ediyor. Hedef, 2030 yılına kadar birincil kaynak kullanımını geleneksel yaklaşıma kıyasla yüzde 40 oranında azaltmak. 2030 yılına kadar binek araç filosunda ikincil ham maddelerin payının ortalama yüzde 40’a çıkarılması hedefleniyor.

Konsept CLA Serisi yüzde 40 daha az karbon ayak izi ile dikkat çekiyor

Mercedes-Benz, IAA 2023’te Concept CLA Serisi’ni tanıtarak yeni MMA platformunda inşa edilecek araç ailesi hakkında da bir fikir verdi. MMA araçlarının karbon ayak izi, tüm değer zinciri boyunca, önceki mimariye kıyasla yüzde 40 daha düşük olacak. MMA platformu ayrıca çift yönlüşarj yoluyla aracın ötesinde de avantajlar sunuyor. Bu, aracın elektrik şebekesinin bir parçası olarak Araçtan Eve (V2H) veya Araçtan Şebekeye (V2G) işlev görmesini sağlıyor. Örneğin, bir elektrik kesintisi sırasında eve enerji verebiliyor. Aynı şekilde, gün boyunca fazla güneş enerjisini depolayabilir ve ardından gece şebekeyi besleyebiliyor.

Son Haberler

Volvo Car Turkey’de Pazarlama Direktörlüğü’ne Yeni Atama

Kurulduğundan bu yana teknolojisini geliştirirken her zaman insanı odağına alan İsveçli otomobil üreticisi Volvo Cars’ın Türkiye operasyonunda üst düzey...

Diğer Haberler