MAİS Genel Müdürü Berk Çağdaş

®
Çok Okunanlar

Hyundai Motor Türkiye, “İSO 500” listesinde ilk 10

Hyundai Motor Türkiye CEO'su Alex Kim, "Küresel ticaret dinamiklerinin ve ekonomik gelişmelerin hızla değiştiği bir süreçten geçerken İSO 500...

Brisa, 1.150 Araçlık Filo İçin Uçtan Uca Mobilite

Brisa ve Çiftay'dan Güçlü İş Birliği: Brisa, 1.150 Araçlık Filo İçin Uçtan Uca Mobilite Çözümleri Sunacak  Lastik sektöründe mobilite yönetimine liderlik...

Türkiye’de ithal araç oranı yüzde 70

Automechanika İstanbul 2025, Türkiye otomotiv tedarik sanayisinin, dünyayla rekabet gücünü artırabilmesine olanak sağlayacak İstanbul, 15.05.2025. 2024 yılında Türkiye otomotiv sanayisi için...

Klasik ve retro tarzdaki motosikletler sokakları süsledi

Her yıl dünyanın farklı yerlerinden binlerce klasik motosiklet tutkununu bir araya getiren The Distinguished Gentleman's Ride'ın İstanbul'da gerçekleşen Türkiye...

General Tire yeni dört mevsim lastik

General Tire yeni dört mevsim lastik Grabber Cross A/S ile “Yola Çık ve Ötesini Keşfet” Bir Continental markası olan General...

TokenFlex, Opet İş Birliği ile Şirketlere Akıllı Filo

TokenFlex, Opet İş Birliği ile Şirketlere Akıllı Filo Yönetimi Sunmaya Başladı TokenFlex; dijital yemek kartı, kurumsal hediye kartı, QR geçiş...

Alpet Madeni Yağları Yeni Vizyonu İle Automechanika

Alpet Madeni Yağları Yeni Vizyonu İle Automechanika İstanbul’da... 12–15 Haziran tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek olan Automechanika...

MAİS Genel Müdürü Berk Çağdaş, otomotiv sektörüne dair 2024 yılı değerlendirmelerini ve 2025 beklentilerini anlattı.

Çağdaş, yılın ilk çeyreğinde öne çekilmiş bir taleple karşılaştıklarını, yerel seçimlerin ardından sıkı para politikası ve döviz kurlarındaki belirsizliğin potansiyel alıcılarda ve distribütörlerde endişe oluşturduğunu belirterek, yüksek bir satış adedine şahit olduklarını söyledi.

Çağdaş, seçim sonrası dönemde kredi maliyetlerindeki artış, krediye ulaşmada kısıtlar ve zorlukların etkisiyle nisandan itibaren sektörde bir daralma beklentisi oluştuğunu dile getirerek, satış adetlerinin düşmeye başladığını anlattı.

Bu durum devam ederken, araçların standart donanımlarına çeşitli güvenlik paketlerini dahil ederek üretim yapılmasını zorunlu kılan ve araçların daha güvenli hale gelmesini amaçlayan “GSR 2” düzenlenmelerinde bu pakete sahip olmayan araçların artık tescil edilemeyeceği şeklindeki bilgilerin, markaları stok eritmeye yönlendirdiğini ifade eden Çağdaş, halihazırda kredi uygulamalarının da azalmasından dolayı, otomotiv fiyatlarında ciddi şekilde indirimlerin yaşandığını dile getirdi.

Araçların fiyatlarının olması gerekenin çok altında gerçekleştiğine vurgu yapan Çağdaş, şöyle devam etti:

“Dolayısıyla bugüne geldiğimizde kasım sonu itibarıyla toplam sektör satışları yaklaşık 1 milyon 68 bin adet olarak gerçekleşti. Bu geçen senenin sadece yüzde 0,5 altında. Geçen sene araç bulunamayan bir ortam vardı. Her türlü stokun anında satıldığı bir ortam vardı. Bu sene ürün bolluğu olan fakat GSR 1 sebebiyle fiyatları indirilmiş adeta elden çıkarılmaya çalışılan stok pozisyonu olduğundan yüksek adetli satışlar geçen seneye paralel gerçekleşti.”

“Otomotiv sektörü yıl sonunda 1 milyon 200 bin adede ulaşabilir”

MAİS Genel Müdürü Çağdaş, bu yıl otomotiv sektörünün yaklaşık 1 milyon 200 bin adette bir seviyeye ulaşabileceğini, bunu da geçebileceğini belirterek, “Çünkü aralık ayında şu an itibarıyla yapılan satışlara ve sektörün araç çekiş stok eritme hızına bakıldığında, yaklaşık 150 bin adetlik bir satış öngörülebilir. Bu da geçmiş yıllara bakıldığında önemli bir adet anlamına geliyor.” dedi.

Özellikle otomotiv sektörü için Türkiye’nin çok potansiyelli bir ülke olduğuna işaret eden Çağdaş, “Bunun çeşitli sebepleri var, bir kere şehirleşme hızı ülkemizde diğer OECD ülkelerine göre katbekat fazla. Dolayısıyla yeni yerleşim alanlarının kurulması otomotiv ihtiyacını tetikliyor. Türkiye’de hala her 1000 kişiye 177 araç düşüyor ama AB ülkelerinde bu rakam 570 civarında.” değerlendirmesini yaptı.

Türkiye’deki enflasyonun azalması, faizlerin daha düşük seviyelere gelmesi, ekonomik istikrar, kurdaki stabilite gibi etmenlerin ekonomide daha fazla gündem teşkil etmeye başlayınca, tüketicilerin harcanabilir gelirlerindeki artışı otomobil almakta kullandığını ifade eden Çağdaş, bu anlamda yeni yılda Türkiye’de 1 milyonun altında araç satış adedini beklemenin çok doğru olmayacağını söyledi.

“2025 yılında 1 milyonun üzerinde bir pazar bekliyorum”

Çağdaş, Türkiye’nin artık milyonlu adetlere alışması gerektiğini söyleyerek, “Para politikası uygulamalarında, enflasyondaki olumlu iyileşmelere paralel olarak bir gevşeme yaşıyoruz. Bunun faizler üzerinde düşüş yönünde etkisi olacağını da düşünerek, 2025 yılında 1 milyonun üzerinde bir pazar bekliyorum. Bankalardaki kredi musluklarının bu anlamda tüketime yönelik olarak artacağa beklentisiyle bunun olabileceğini söylemek çok da kahinlik olmayacaktır.” diye konuştu.

Türkiye’nin otomotiv üretimi açısında son derece deneyimli bir pazar olduğunun da altını çizen Çağdaş, üretim faktörleri kıyaslaması yapıldığında avantajlı bir pazar olarak çıktığını aktardı.

Sıfır hatayla üretim yapılabilen fabrikaların Türkiye’de faaliyet gösterdiğini bildiren Çağdaş, şöyle devam etti:

“Çok rahatlıkla bunu gururla söyleyebiliriz. Baktığınızda yıllık 32-33 milyar dolar ihracat yapan, dolayısıyla otomotiv, net ihracat fazlası ve net dış ticaret fazlası veren bir sektör. Ülkemiz çok önemli bir ağır ticari ve ticari araç üretim merkezi. Yine bizim de dahil olduğumuz bir çok otomotiv üretimi yapan üreticiler mevcut. Türkiye’nin bu anlamda yadsınamaz bir kalitesi ve tecrübesi var.”

Otomotiv sektörünün Türkiye’de çok yüksek bir bağlılık oranına sahip olduğunu kaydeden Çağdaş, “Bir adet otomotiv üretilmesi için 12-13 sektörden girdi almanız gerekiyor. Bu, bir birim için 12 sektörü çalıştırıyorsunuz demek. Bir birim otomotiv ürünü 7-8 farklı sektöre girdi olabiliyor. Kilit ve potansiyel bir sektör.” dedi.

“Türkiye küresel pazarda üretimde lider olabilir”

Türkiye’nin üretim yoluyla küresel pazarda liderlik vasfını üslenebilmesinin önünde engel bulunmadığının altını çizen Çağdaş, özellikle Çin rekabetinin önemli unsurlardan biri olduğuna işaret etti.

Çağdaş, “(Çin) Birim ürünün maliyeti anlamında dünyada boy ölçüşemeyecek bir avantaja sahip. Bu avantajı eğer kabul eder ve bakarsak, bu kadar yüksek bir üretim potansiyelinin sadece Çin’deki ve yakın coğrafyasındaki taleple sınırlı kalamayacağını anlamak zor olmaz. Bunu ihraç edecekler, ihraç ederlerken de her türlü desteği kullanacaklar. Girdikleri pazarlardaki tüketicileri cezbetmek için kullanacaklar. Dünyada şu anda ülkeler birtakım tarifeler koyarak, kısıtlamalar getirerek, bu üretim akımının yavaşlatılması yönünde tedbirler alıyorlar ancak bu çok uzun vadeli olabilecek bir şey değil.” ifadelerini kullandı.

“Türkiye’nin ihracat kapasitesi markalarımız bazında önemli oranda artacaktır”

Çağdaş, Türkiye’de çok kaliteli ürünler üretildiğini, söz konusu ürünlerin 40’a yakın ülkeye ihraç edildiğini anlattı.

Berk Çağdaş, Duster’ın, Dacia markası altında 1,7 milyon adede ulaşarak çok büyük bir başarı gerçekleştirdiğini belirterek, markanın 2027’ye kadar olan planından bahsetti.

Renault’un 2027’ye kadar açıkladığı oyun planının çok önemli bir parçasını Duster’ın teşkil ettiğini ifade den Çağdaş, markanın 2027’ye kadar hibrit ağırlıklı olmak üzere 8 yeni araç çıkaracağını ve aralarında Duster’ın da bulunduğu bu modellerden 4’ünün Türkiye’de üretileceğini kaydetti.

Çağdaş, bu üretimlerin 400 milyon avroyu aşan bir yatırımla Türkiye’ye getirileceğini belirterek, şöyle konuştu:

“OYAK’ın girişimi ve destekleriyle Türkiye’de hayata geçirdiğimiz ‘Renault Uluslararası Oyun Planı’ kapsamında, Duster’ın üretimi Renault markası altında Bursa’da bulunan Oyak Renault Otomobil Fabrikaları’nda gerçekleşiyor. Bu başarıda, OYAK Genel Müdürü Süleyman Savaş Erdem’in vizyonu çok önemli. Bu yalnızca ekonomik ve ticari bakımdan bir başarı değil, aynı zamanda başta Türkiye otomotiv endüstrisi olmak üzere OYAK şirketleri olarak bizim için büyük bir gurur kaynağı. Burada üretilen ürünlerle beraber sadece Duster değil, 2027 yılına kadar göreceğimiz diğer ürünlerle beraber Türkiye’nin bu anlamdaki ihracat kapasitesi markalarımız bazında önemli oranda artacaktır. Bu ekonomiye çok büyük bir fayda sağlayacaktır.”

Diğer Haberler

Türkiye’de ithal araç oranı yüzde 70

Automechanika İstanbul 2025, Türkiye otomotiv tedarik sanayisinin, dünyayla rekabet gücünü artırabilmesine olanak sağlayacak İstanbul, 15.05.2025. 2024 yılında Türkiye otomotiv sanayisi için olanaklarla birlikte çalışabilirin da bir...

Aşkın Garantisi Yok Ama Lassa’nın Var

Brisa'nın güçlü markalarından Lassa, bir ilke imza atarak binek ve 4x4 imkansızde 5 yıl garanti uygulamasını başlattı. Yeni garanti kampanyasını duyurmak üzere hazırlanmış reklam filmi,...

“OPET, sektörünün en güçlü ve en fazla büyüyen markası”

OPET, geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da sektörün üzerinde büyüyerek ilk 3 firma arasında pazar payını artıran tek marka oldu. OPET Genel Müdürü...

Sakarıılıca Tırmanmada Heyecan Doruktaydı

Eskişehir Otomobil Spor Kulübü (ESOK) tarafından ICRYPEX ana sponsorluğunda, Mihalgazi Belediyesi'nin katkılarıyla düzenlenen AVIS 2025 Türkiye Tırmanma Şampiyonası'nın 3. ayağı, 7,4 kilometre uzunluğundaki Sakarıılıca...

Nissan Yetkili Satıcılarına davet ediyor

Nissan 01-05 Haziran tarihleri arasında yapılacak bayram öncesi organizasyonlar ile tüm Nissan tutkunlarını Nissan Yetkili Satıcılarına bekliyor.  Nissan Türkiye, yeni bir Nissan sahibi olmak için...

Hyundai Motor Türkiye Markalı Kasko Hizmeti

Sigorta ve Yetkili Servis hizmetini tek çatı altında toplayan Hyundai Motor Türkiye, uzun yıllardır süregelen markalı kasko hizmetini genişletmeye ve Hyundai araçlarına sahiplerine üstün...

İspanya Grand Prix’sinden…

İspanya Grand Prix'sinde Oracle Red Bull Racing'den Max Verstappen, yarışın sonlarına doğru aldığı 10 saniyelik ceza nedeniyle podyum mücadelesinin dışında kalarak 10. sıraya gerilerken,...