Dünyanın en büyük profesyonel hizmet şirketlerinden biri olan Deloitte, Türkiye Otomotiv Sektöründe 2017 Yarıyıl Gündemi analiz raporunu yayınladı. Rapora göre 2016’da ortaya çıkan negatif makroekonomik tablo ve bu tablo ile oluşan sektörel durgunluk hala devam etse de otomotiv sektörü, 2017’de de ihracat şampiyonu pozisyonunu koruyacak. Araştırmaya göre 2017’nin ilk altı ayında, 2016’nın aynı dönemine göre otomotiv ihracatı %28,5 artarak 714 bin adet olarak gerçekleşti. Toplam ihracat değeri ise %22,1 oranında artarak 14,5 milyar dolar seviyesine ulaştı. Otomotiv sektöründen 2017’de elde edilen ihracat gelirinin ise 26,5 milyar dolar seviyelerinde olacağı tahmin ediliyor.
Diğer taraftan Türkiye otomotiv pazarında, 2017’nin ilk altı ayında gerçekleşen otomobil satışları 2016 yılının aynı dönemine göre %9,6 azalarak 306 bin adede geriledi. Hafif ticari araçlarda satış adedi 2017’nin ilk altı ayında 2016’nın aynı dönemine oranla %5 azalarak 95 bin adete geriledi. Ağır ticari araç pazarına bakıldığında ise 2017 yılı ilk altı aylık döneminde 2016 yılının aynı dönemine göre %22,4 azalarak yaklaşık 9,5 bin adet olduğu görülüyor.
Otomotiv pazarı daralıyor; daralmanın büyüklüğünü kur ve faiz oranları belirleyecek
Deloitte Türkiye Tüketim ve Endüstriyel Ürünler Endüstrisi Lideri Özkan Yıldırım, pazardaki daralma eğiliminin 2017 yılının ikinci yarısında da benzer şekilde devam edeceğini ileterek şunları söyledi: “Türkiye otomotiv toplam pazarı, yılın ilk yarısında bir önceki yılın aynı dönemine göre %8,96 oranında daraldı. Yıl genelinin ise bir önceki yıla göre toplamda %8-10 civarı daralma ile kapanacağını öngörüyoruz. Daralmanın büyüklüğünü kur ve faiz oranları belirleyecek. Sınırlı bir bantta hareket etmeye başlayan kurların tüketiciler tarafından olumlu algılanma ihtimali söz konusuyken; şirketlerin pazar paylarında ise, piyasaya sunulacak yeni modellerin ve tüketicilerin daha düşük donanımlı giriş paketlerine doğru yönelmelerinin etkisi olacak.”
Otomotiv dünyası ortak kullanımlı otonom araçlara doğru evriliyor
Deloitte araştırması, kısa vadeli ekonomik durgunluğun otomotiv sektörüne etkisini göz ardı etmezken, diğer taraftan uzun vadede otomotiv sektöründe hızlı bir dönüşüm ve dinamizmin geleceğe hâkim olacağının altını çiziyor. Sektörün geleceğine şekil verecek otonom (sürücüsüz), elektrikli, internet bağlantılı ve paylaşımlı kullanılan araçlara geçiş çok uzak değil. Teknoloji şirketlerinin girişimleri ve büyük otomobil devlerinin yatırımları, otomotiv dünyası için hızlı bir değişiminin habercisi olacak.
Deloitte, mobilitenin geleceğinin yepyeni bir ekosistem modeli ve farklı iş yapış şekilleri ile benzersiz bir noktaya doğru kaydığı değerlendirmesinde bulunuyor. Bir önceki mobilete kayması 1890’larda motorlu araçların yollarda boy göstermesi ile başlamıştı. Benzer bir kırılma noktasına; şehirlerde otonom araçlar, akıllı telefonlar sayesinde trafikte geçen zamanın ve harcanan paranın tüketiciler tarafından çeşitli şekillerde optimize edildiği ve otomotiv devlerinin kendilerini mobilite hizmet sağlayıcısı olarak görmeye başladığı bir döneme girerek hızla yaklaşılıyor. Deloitte, otomotiv sektörünün geleceğini bugünden başlayarak birbiriyle aynı zamanlarda var olacak dört aşamalı bir senaryo analizi çerçevesinde değerlendiriyor.
Deloitte analizine göre mobilite dünyasının ‘ortak kullanımlı otonom araçlar’ dünyasına doğru evrilmesi, tahmin edilenden de erken, hatta yakın gelecekte yaşanacak bir değişim olarak değerlendiriliyor. 2040’a gelindiğinde gelişmiş ülkelerde araç satışlarının yaklaşık %40, petrol tüketiminin yaklaşık %30 oranlarında azalacağı, satış yapılan araçlardan sadece %25’inin bugün anladığımız anlamda geleneksel araçlardan oluşacağı öngörüleri hesaba katıldığında, gelecekte otomotiv sektöründe hızlı bir dönüşüme ve dinamizme tanıklık edilebilir.