Yazar: Av. Elvan KILIÇ
Pandemi döneminde alınan tedbirler genelde maske takmayı kapsamakta ve maske takılma kuralına uymayan vatandaşlara para cezası kesilmektedir. Sokağa çıkma yasağının kısıtlandığı dönemde sokağa çıkan vatandaşa ayrıca idari para cezası da kesilmekte idi. Ancak aşıların yapıldığı ve tedbirlerin gevşetildiği bu dönemde, araç içerisinde maske takma zorunluluğu bulunup bulunmaması ile ilgili hususlara açıklık getirmek zorunluluğu doğmuştur.
Alınan tedbirler öncelikle Hıfzıssıhha Bilim kurulunun önerisi uygulanmaktadır. Bu tedbirler ile İçişleri Bakanlığı’nın 81 ile göndermiş olduğu Şehir Giriş/Çıkış Tedbirleri ve Yaş Sınırlaması hakkındaki genelge kapsamında 04.03.2020 tarihi itibari ile vatandaşların market, pazar, toplu olarak çalışılan işyerlerinde maske takılması zorunlu hale getirilmiştir. Daha sonra 17/06/2020 tarihinde İç İşleri Bakanlığı yayımladığı genelge ile açık alanlarda da maske zorunluluğunu getirse de tedbirlerin gevşetilmesi ve kısıtlamaların düşürülmesi ile maskeler konusunda değişiklikler yaşanmıştır.
Salgının ilk dönemlerinde sadece İstanbul, İzmir ve Ankara’da kendi özel araçları içerisinde aile dışından herhangi birinin mevcut olması durumunda maske takılma zorunluluğu genelgelerle düzenlenmiştir. Bugün ise araç içinde maske takmak zorunlu değildir ancak yolcu koltuğunda birinin oturması durumunda kişinin maske takmaması halinde idari para cezası kesilebilmektedir. Bu durumda idari para cezası kesilmesi ile ilgili uygulamada keyfi davranışlara rastlansa da bu durumun hukuki dayanağının mevzuata dayandığını belirtmek gerekmektedir.
1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu 06/05/1930 tarihinde Resmî Gazete ’de yürürlüğe girmiştir. Bu kanun, maske takmama durumunda ve genelgeye uyulmaması halinde kolluk tarafından kesilen idari para cezasının temelini oluşturmaktadır. Maske takma zorunluluğuna uymayanlara bu madde hükmü gereğince İçişleri Bakanlığı’nın talimatı doğrultusunda, ülke genelinde 900 TL idari para cezası uygulanmaya başlanmıştır Buna göre kanunun 2008 yılında değiştirilen 282. Maddesi hükmü şöyledir:
“Bu Kanunda yazılı olan yasaklara aykırı hareket edenler veya zorunluluklara uymayanlara, fiilleri ayrıca suç oluşturmadığı takdirde, ikiyüzelli Türk Lirasından bin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.”
Anılan madde hükmüne göre genelgeye uymayarak araç içerisinde bir başka yolcu olması durumunda maska takmayan kişiler hakkında idari para cezasının kesileceği belirtilmiştir. Fakat Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin 09.11.2020 tarih ve 2020/4354 Esas ve 2020/14250 Karar sayılı kararında kolluk güçlerinin Covid-19 sebebiyle maske takmayanlara ceza kesemeyeceğini, olaya ilişkin tutanak tutmakla yetineceğini, idari para cezası uygulama görevinin Valilik makamına ait olduğu belirtmiştir. Kolluk görevlileri tarafından idari para cezası yazılması durumunda ise söz konusu cezaya itiraz edilmesi gerekmektedir. Zira, kısıtlamaların arttırıldığı dönemde çoğu vatandaşa, özel araçta iken yolcu koltuğunda oturuyor iken maskesinin çene hizasında olması sebebi ile kolluk tarafından ceza kesildiği gözlemlenmiştir.
Haksız yere araçta maske takmama cezası kesildiğini düşünen vatandaşların ceza tutanağı ile birlikte itiraz başvurusu yapması gerekmektedir. 5326 sayılı Kabahatler Kanuna göre; idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya bildirilme tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde ceza olarak kesilen tutanağın bağlı bulunduğu kurumun bulunduğu yer veya kişinin bulunduğu yer olan sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir. İtirazın yanı sıra cezanın dörtte üçünü (3/4) ödeme imkânı da bulunmaktadır. Yani, dava yoluna başvurmadan önce idari para cezası dörtte bir (1/4) oranında indirimli olarak ödenebilmektedir.
İdari para cezalarıyla ilgili olarak yapılacak işlemlerde, Kabahatler Kanunu’nda yer alan hükümler ve Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından bu konuda yapılan düzenlemeler ayrıca dikkate alınmaktadır. Öncelikle kişilere kesilen bu cezaların takip ve tahsile yetkili vergi dairesi tarafından yapılması sağlanmaktadır. Bunun için idari yaptırım karar tutanaklarının mutlaka ilgili vergi dairesi müdürlüğüne gönderilmesi gerekir. Kabahatler Kanunu’na göre, vergi dairesi Müdürlüğünce genel bütçeye gelir kaydedilen idari para cezalarının takip ve tahsili yapılacağından, tahsil edilmek üzere gönderilen idari para cezalarının genel bütçeye gelir kaydedilmesi gereken bir ceza olup olmadığı tespit edilir. Tahsilatın yapılabilmesi için öncelikle para cezasının kesinleşip kesinleşmediği ile ödeme süresinin geçip geçmediğinin kontrol edilmesi gerekmektedir. Kesinleşmeyen idari para cezalarına icra takibi başlatılamayacaktır. Kesinleşmiş ve ödeme süresi geçmiş olan idari para cezalarına karşı tahsilat işlemleri başlatılmaktadır.