Filo kiralama hizmetleri, şirketlerin maaş ödemelerinden sonra en önemli gider kalemlerinden birini oluşturuyor. Filo Broker’ın kurucuları, kadın girişimciler Okşan Öztürk ve Oytun Gül Malkoç, sektöre dair tabloyu şu sözlerle aktarıyor: “Şirketler pandemiyle birlikte filo kiralama hizmetlerinden nasıl tasarruf edeceklerine daha fazla odaklanıyor.”
Türkiye’de 2000’lerde başlayan operasyonel araç kiralama, özellikle son 15 yılda hızla büyüdü. Önceleri sadece satın alarak araç sahibi olabilen şirketler, son zamanlarda filo kiralamanın avantajlarından daha fazla yararlanmaya başladı. TOKKDER’in (Tüm Oto Kiralama Kuruluşları Derneği) konuya dair yayınladığı verilere göre, operasyonel araç kiralama sektörü 2021 yılının ilk yarısında 33 bin 400 yeni aracı filosuna kattı. Bu rakam, aynı dönemde Türkiye’de satılan sıfır otomobillerin %10,8’ine karşılık geliyor. Aktif büyüklüğü 2021’in ilk 6 ayı itibarıyla 46 milyar TL’ye ulaşan sektörden beklentiler, pandemiyle birlikte değişti. Filo Broker’ın Kurucu Ortağı Okşan Öztürk, “Operasyonel araç kiralayanların neredeyse yarısı (%48,4), 30-42 aylık sözleşmelere imza atıyor. Fakat filo kiralama bir seferlik satın alma işlemi değil, her gün ekstra giderler ya da tasarruf alanları yaratma potansiyeline sahip bir süreç. Bu aşamada şirket araçlarının kullanım alışkanlıklarının çok iyi analiz edilip, esnek kontratlar oluşturulması ve başta kilometre limitleri olmak üzere her aracın verilerinin sürekli izlenmesi ile önemli tasarruf rakamlarına ulaşılabiliyor. Pandemiyle birlikte çok sayıda şirket bu tasarruf alanını keşfetti” dedi.
Filo kiralamanın ilk yıllarında müşteriler doğru soruları sormuyorlardı
2014’e kadar filo kiralama sektöründe satış yöneticiliği yapan Oytun Gül Malkoç: “İlk yıllarda araç satın almak için bütçe ayıramayan ya da global olarak kiralamaya yatkın olan şirketler kiralama hizmetini tercih ediyordu. Sonrasında operasyonel araç kiralamanın rahatlığını gören şirketler için kiralama vazgeçilmez bir hal aldı. Ancak başlarda en ucuz fiyata araç kiralamaya o kadar odaklıydılar ki sözleşmedeki diğer bazı detaylar gözardı edildi. Örneğin yüksek limit aşımında, yüksek ekstra ödemelerle karşı karşıya kalındı. Bu durumun önüne geçmek için kilometre limitleri artırıldıysa da bu şekilde sürdürülebilir ve verimli bir filo kurmak mümkün değildi. Bu ihtiyacı görerek 7 yıl önce Filo Broker’ı kurduk ve danışmanlık yapmaya başladık. Bugün geldiğimiz noktada, müşterilerimize ait 5 bini aşkın araçtan oluşan bir filoyu yönetiyoruz” dedi.
Pandemiyle birlikte oluşan “tasarruf önceliği” her şeyi değiştirdi
Araç kiralamaya daha yeni alışan şirketlere filo danışmanlığı hizmeti verdiklerini söylediklerinde çekimser yaklaşacaklarını bilerek 2014’te Filo Broker’ı kurduklarına vurgu yapan Okşan Öztürk ise şunları söyledi: “Sektörde ‘Neden filo danışmanlığı hizmeti alayım ki, zaten satın alma uzmanlarım var. Üstelik benim yüzlerce aracım da yok, tasarruf edemem’ düşüncesi hakimdi. Ama biz verileri, raporları, müşterilerimize sağladığımız tasarruf rakamlarını ortaya koydukça yaklaşım değişti. Şirketlerin pandemi sonrasında her alanda tasarruf fırsatlarına odaklanması da bakış açılarını tümden değiştirdi. Özellikle bu yıl, pandemi sebebiyle en yüksek talebi karşıladığımız yıl oldu. Üstelik FiloCep aplikasyonuyla süreci dijitalleştirerek şirketlere kolaylık sağladık.”
Araç kiralamada kadın girişimci imzası
Otomotiv ya da araç kiralama sektörlerinde kadın girişimcilerin çok fazla olmadığını belirten Oytun Gül Malkoç: “Otomobillere ve veri analitiğine duyduğumuz tutku, 7 yıl önce bir iş fikrine dönüştü. Otomobillerden, uzun uzun araba kullanmaktan veya Formula1 yarışlarından keyif alan kadınların her yerde var olduğunu biliyoruz. Verileri analiz edip, alınan kararların olumlu sonuçlandığını görmek ise bize tarifsiz bir mutluluk veriyor.”