Ödüllü fotoğrafçı Mehmet Turgut; daha fazla duygu, daha fazla teknoloji ve daha çok eğlence sunmak üzere yenilenen Ford Fiesta’yı, “Duyular & Yansımalar” projesiyle ‘hissetmeyi’ anlatan bir tuvale dönüştürdü. Turgut’un “Bir fotoğrafçıdan beş duyuyu anlatmasını istesek ne olurdu?” sorusundan yola çıkarak tasarladığı projede, Mehmet Turgut’un objektifinden kareler Yeni Fiesta’ya mapping tekniğiyle yansıtıldı. “Duyular & Yansımalar” projesinin tanıtımı, 16 Kasım Perşembe akşamı Maslak’taki P Blok Fotoğraf Stüdyosu’nda medya ve sanat camiasından birçok ismin katılımıyla gerçekleşti.
Geçtiğimiz Eylül ayında yenilenen modeli ile Türkiye yollarına çıkan Yeni Fiesta, proje kapsamında fotoğrafçı Mehmet Turgut’un objektifinden “yaşayan bir tuval”e dönüştürüldü. Turgut’un, Yeni Ford Fiesta’yı duyuların yansımalarını anlatan bir tuvale çevirdiği proje, Yeni Fiesta’nın tüm duyuları besleyen karakterini gözler önüne serdi.
Etkinlikte, Ford Fiesta’nın üzerine mapping teknolojisi ile yansıtılan görsellerin yanı sıra mankenlerin üzerine aynı teknik ile yansıtılan Ford Fiesta silüeti, duyularımızın bir otomobil sayesinde nasıl canlanabileceğinin muhteşem bir gösterimi oldu. “Bir Başka Hisset” sloganıyla Türkiye’de satışa sunulan Yeni Fiesta’nın duygulara hitap eden iç ve dış tasarımının, teknolojik özelliklerinin ve donanımlarının yanı sıra otomobil ve insan arasında yıllardır süregelen ilişkiye de atıfta bulunan etkileyici kareleri ortaya çıktı.
Mehmet Turgut: “Çekimleri yaparken beni en çok etkileyen Ford Fiesta’nın cesareti oldu…”
Fotoğrafçı Mehmet Turgut, yeni Fiesta ile sıra dışı bir işe imza attıklarını belirterek projeyle ilgili şunları söyledi:
“Bir otomobil markası için cesaret gerektiren bir iş yaptığımızı düşünüyorum. Ford Fiesta’nın ‘hissetmek’ mottosu ile altını çizdiği duyuların ifade edilmesi hem de o duyuların özelliklerini kullanmadan, ‘duymayı dinletmeden’, ‘görmeyi baktırmadan’ anlatmak zordur. Hissetmek, duyular arasındaki ince bağ ile ortaya çıkar. Bir nesneyi sadece gördüğümüzde değil, ona dokunduğumuzda, duyduğumuzda bütünleşik olarak ‘hissederiz’. İşte, yeni Ford Fiesta ile kurgulamaya çalıştığımız bağ da böyle bir bağ. Yeni Fiesta duyulara hitap eden bir deneyime odaklanıyor. Bizim karelerimizde ise duyuların yansımaları bu deneyimi anlatıyor. Uyguladığımız teknik yaklaşım ile de 2 boyutlu olan fotoğraf sanatında bambaşka bir bakış açısı yakaladık, duyuların bu dikkat çekici yansımalarını yoğun bir derinlik hissi ile aktardık.”
Özgür Yücetürk: “Yeni Fiesta duygular arasına bağ kuran bir enstrüman”
Yeni Fiesta’nın marka vaadinin, üstün teknolojik özellikleri ve sunduğu sürüş kalitesinin çok ötesinde olduğunu vurgulayan Ford Otosan Pazarlama, Satış ve Satış Sonrasından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Özgür Yücetürk ise, proje ile ilgili şunları söyledi:
“Fiesta 40 yılı aşkın bir süredir sınıfında Avrupa’nın en çok satan aracı ünvanıyla otomotiv dünyasında önemli bir yere sahip. Cazibesinin merkezinde keyifli ve eğlenceli sürüş deneyimi, tasarımı ve sunduğu iç mekan konforu var. Ancak biz Ford Fiesta’nın müşterimiz ile farklı bir bağ kurmayı başardığını da düşünüyoruz. Müşterilerimiz değişiyor; talepleri, beklentileri farklılaşıyor. Artık ‘deneyim’e odaklanıyorlar, dolayısıyla biz de tasarım aşamasından başlayarak her aşamada ürünlerimizin yaratacağı deneyime odaklanıyoruz. Fiesta, ergonomik tasarımı, yumuşak dokunuşlu malzemeleri ve kişiselleştirme seçenekleriyle eğlenceli ve huzurlu bir alan sunuyor. Bu özellikleriyle de aslında içinde yolculuk yapan herkesin tüm duyularına bütünleşik olarak hitap etmek üzere tasarlandı. Ford Fiesta’nın sağladığı tüm fonksiyonel faydaların yanında, sunduğu his yolculuğunu da tanımlamaya çalıştık. Fiesta’yı kişinin tüm duyuları arasında ‘bağ kuran’ bir enstrüman gibi görüyoruz. Hissetmek topyekun bir deneyim. Duyularımızın etkileşimi ile ortaya çıkıyor. Fiesta bizi bir yerden bir yere taşırken açılabilir panoramik cam tavan ile görüşümüzü besliyor, B&O ses sistemi ile işitsel duyularımızı harekete geçiriyor, kulanılan malzemenin kalitesi ile dokunma ihtiyacımızı gideriyor. Bu zorlu yolculuğu anlatması için Mehmet Turgut’a geldik. Bu kadar fonsiyonel bir ürünle duyuları aktarmak gerçekten zorlu bir görevdi. Ortaya çıkan bu derin görsellik, anlatmaya çalıştığınızda sayfalarca yazıyla anlatılabilen bir gerçeği, bir bakışta anlamamızı sağladı diye düşünüyoruz. Basit, sade ve bu nedenle de muhteşem bir fikirdi, Sevgili Mehmet Turgut sayesinde de harika bir uygulama oldu