KPMG petrol ve gaz analizinde, enerji sektörünü yakından ilgilendiren veri güvenliği ve gelecekte ulaşım sektöründe kullanılacak yakıt karması konularını değerlendirdi. Analize göre petrol ve gaz sektöründe kullanılan operasyonel teknoloji siber saldırılara son derece açık. Analizde ayrıca gelecekte ulaşım sektöründe kullanılacak yakıt karmasının enerji sektörü için hem fırsat hem de zorluklar barındırdığının altı çizildi…
KPMG’nin her ay küresel piyasalardaki hareketler, makroekonomik koşullar, jeopolitik gelişmeler ya da teknolojik yenilikleri ele alarak hazırladığı petrol ve gaz analizinin yeni sayısı, enerji sektörüne yönelik uyarılar içeriyor.
Analizde petrol ve gaz şirketlerinin içinde bulunduğu dijital dönüşüm ve üçüncü parti lojistik tedarikçileriyle yaptıkları sözleşmelerin, sektörü siber saldırılara fazlasıyla açık hale getirdiği uyarısı yapıldı.
KPMG Türkiye Enerji ve Doğal Kaynaklar Sektör Lideri Ümit Bilirgen analize ilişkin yaptığı açıklamada, “2019 yılında performansında kısmen iyileşme beklenen petrol ve gaz sektöründe şirketler rekabet güçlerini koruyabilmek için dijital dönüşümlerine hız verecekler, ancak bu dönüşüm veri güvenliği riskini de beraberinde getirecek” ifadelerini kullandı.
Siber saldırılarda yüzde 200 artış
Uluslararası yazılım firması Symantec’in sektöre yönelik gerçekleştirdiği bilgi güvenliği araştırmasına göre 2017’de ortaya çıkarılan siber saldırılarda yüzde 200’lük bir artış yaşandı. Hackerların korsan yazılımlar sayesinde endüstriyel ortamlar gibi iyi korunan hedeflere erişim şansı elde ettiği vurgulanıyor.
En zayıf halka çözüm ortakları
Enerji firmalarının yeni petrol ve doğalgaz kaynaklarına erişim konusunda yardım aldığı üçüncü parti lojistik çözüm ortaklarının da veri güvenliğine büyük dikkat göstermeleri gerekiyor. Bilirgen, “Veri güvenliği yalnızca ağdaki en zayıf halka kadar güçlü. Bu nedenle üçüncü parti çözüm ortaklarının yılda en az bir kez güvenlik kontrollerinden geçirilmesi önem arz ediyor” diye konuştu.
İç tehdit daha yıkıcı
KPMG’nin analizinde, dış saldırılara göre daha az görülmesine karşın daha fazla hasara yol açan iç saldırılara karşı da enerji firmalarının çalışanlarının çevirimiçi eylemlerini denetlemesi gerektiği vurgusu yapıldı.
Temiz karayoluna geçiş
Analizde enerji sektörünü karbonsuzlaştırmak ve temiz bir ulaşım sistemine geçmek için atılacak adımların, petrol ve gaz sektörüne yönelik etkileri de mercek altına alındı. Günümüzde Birleşik Krallık, Norveç, Japonya, Brezilya gibi ülkelerin karayolu ulaşım sistemlerini karbondan arındırmaya yönelik kapsamlı adımlar attığı belirtilirken, teknolojik açıdan bu dönüşümün kolay olmayacağı yorumu yapılıyor. KPMG analizinde, geçiş sürecinde çoklu bir temiz yakıt karması kullanılabileceği, zira tek bir teknolojinin aşağıda belirtilen gerekli 5 parametreyi de karşılayamayacağı vurgulandı:
Teknik fizibilite: Örneğin, ulaşımda elektrik enerjisi kullanımının otomobil ve kamyonetler için uygunluğu kanıtlanmış olsa da ağır yük araçlarında güç tasarrufu sağlamıyor
Devlet desteği: Tüm yakıt teknolojilerine, yoğunluğu farklılık gösteren ve coğrafi olarak odak noktası/stratejisi değişen destekler sağlanıyor
Ekonomik uygulanabilirlik: Örneğin, hidrojenle çalışan araçlar ‘Toplam Sahip Olma Maliyeti’ kriterinde ideal noktaya 2025 yılından önce ulaşamayacak
Yeterli altyapı: Örneğin, bugün Birleşik Krallık’ta sadece 13 bin halka açık şarj noktasına karşın sadece 50 hidrojen şarj noktası bulunuyor
Ölçeklenebilir sürdürülebilirlik: Örneğin elektrik ve hidrojen üretilebilmesi için yenilenebilir enerji kaynaklarından istifade etmesi gerekiyor.
Zorluk ve fırsat bir arada
Bilirgen, gelecekte ulaşım sektöründe kullanılacak yakıt karmasının petrol ve gaz sektörü için hem zorluk hem de fırsatlar barındırdığının, bu dönüşümden sadece yıkıma adapte olarak yatırımlarını paraya çevirebilen kurumların başarıyla çıkacağının altını çizdi.