Dünyanın en köklü otomobil üreticilerinden, efsane İtalyan markası Ferrari, 70’inci yıl dönümü kapsamında Londra’da yer alan Tasarım Müzesi’nde, ‘Under the Skin’ sergisiyle birlikte değeri 140 milyonu aşan tarihi Ferrari modellerini sergiliyor. Sergide, herkesin aklında yer etmiş efsane pilotları Peter Collins ile Stirling Moss tarafından kullanılan yarış otomobillerinden, Michael Schumacher’in 2000 yılında Formula 1’i kazandığı otomobile ve hatta Enzo Ferrari’nin ehliyetinden orijinal Ferrari eskizlerine kadar, markanın tarihine damgasını vurmuş birçok yapıtaşı sergileniyor.
Bu yıl kuruluşunun 70’inci yılını kutlayan, dünyanın sayılı otomobil üreticilerinden Ferrari, yeni yaşı kapsamında Londra Tasarım Müzesi’ne konuk oldu. Efsanevi üretici Under the Skin sergisi ile Maranello’daki Museo Ferrari dışında ilk defa bu denli iddialı bir koleksiyonu gözler önüne seriyor. Sergide ilk tasarlanan Ferrari modelleri ve eskizlerinin yanı sıra Enzo Ferrari’nin mektup ve kişisel eşyaları ile tarihi yarış otomobilleri dikkat çekiyor.
Müzede, Enzo Ferrari’nin ilk tasarımı 125 S modelinin birebir replikası, geliştirme aşamasında kullanılan ilk ahşap prototipler gün yüzüne çıkarken, Ferrari’nin sadece Japonya pazarı için özel olarak ürettiği J50 modelinin de 1:1 ölçekli el yapımı bir kopyası da müze konuklarını karşılıyor. Clint Eastwood, Sammy Davis Jr, Brigitte Bardot, Peter Sellers gibi ünlü müşterilerin otomobilleriyle çektirdiği fotoğrafların da bulunduğu sergide, Pink Floyd’un davulcusu Nick Mason’ın 1988 model F40’ı, Fiat’ın eski başkanı Gianni Agnelli’nin 166 MM’i, Michael Schumacher’in 2000 yılında Formula 1 şampiyonasını kazandığı yarış otomobili gibi birçok değerli yapıtaşı müzede sergileniyor. Güncel modellerinde yer aldığı sergide, İngiliz, ünlü Şef Gordon Ramsay’e ait olan ve bugüne kadar teknolojik olarak en gelişmiş Ferrari diye tanımlanan, LaFerrari Aperta, markanın yenilikçiliğinin bir temsilcisi olarak sergilenmesi dikkat çekiyor.
Londra Tasarım Müzesi’nin Kurucusu Sör Terence Conran, sergiyle ilgili olarak “Her yaştan milyonlarca tutkulu hırslı insan adına konuştuğumu düşünüyorum, hepimiz bir noktada bir Ferrari’ye sahip olmanın keyifli hayalini paylaştık.
Markanın kendisi, yol modelleri veya Grand Prix otomobilleri olsun, dünya çapında bir tasarım başarısı sembolü haline gelmiştir. Ferrari hikâyesi gerçekten de endüstriyel çağın en büyük macera hikâyelerinden biridir ve bu hikâyeyi Tasarım Müzesi’nde anlatmaktan gururluyum. Duyguların derinliği, otomobillerin dış güzelliğinin çok ötesine geçiyor: Bu sergiyle ilgili beni çok fazla heyecanlandıran şey, sahne arkasındaki Ferrari’nin sihirli bileşenlerini oluşturan mühendislik, üretim ve tasarım arasındaki dinamiği deneyimlemek gibi nadir bulunan bir fırsata erişebilmek. Bu öyle sihirli bileşen ki 85 yaşındaki halimle bana bile bir Ferrari sahibi olmanın hayalini yaşatıyor” yorumunda bulunarak Ferrari’nin 70 yıllık macerasının bıraktığı izlenimi kısaca ifade ediyor.