Çevreye büyük zararlar veren ve yavaş yavaş azalmaya başlayan fosil yakıtlar tüm dünyayı alternatif enerji arayışına iterken, bitkisel, hayvansal atık yağlar ve yağlı tohumlardan elde edilebilen biyodizel ön plana çıkıyor.
Geçtiğimiz yıl toplanan 38 bin ton atık yağın biyodizel üretiminde kullanıldığını belirten IFAT Eurasia Proje Müdürü Namık Sarıgöl, “Yakıt olarak kullanılan biyodizel; diğer fosil yakıtlara göre yüzde 45 oranında daha az sera gazı salımı yaparken tarımsal kalkınmaya da katkı sağlıyor. Tarımsal üretime ek olarak, atık yağları kanalizasyona karışmaktan kurtarıp değerlendirerek hem ekonomik kalkınma hem de çevre koruması açısından avantajlı duruma geçebiliriz.
Atıktan enerji eldesi de dahil olmak üzere, çevre teknolojileri konusunda yeni açılımlar sağlayacak ‘IFAT Eurasia Çevre Teknolojileri Fuarı’ 28 – 30 Mart 2109 tarihleri arasında düzenlenecek” dedi.
Artan nüfus artışıyla beraber gelişen şehirleşme, sanayileşme ve tüketim tercihlerindeki değişim enerjiye olan talebi daha da arttırdı. İthalat giderlerinin başında gelen enerji konusunda yenilebilir enerji kaynaklarına ilgi her geçen gün artıyor. Petrolden elde edilen ve dizel yakıtlara alternatif olan biyodizel, organik yağların (Ayçiçek, Soya, Kolza, Aspir, Pamuk, Palm) baz ve alkol ile belirli oranlarda karıştırılmasıyla dizel yakıta dönüştürülmesi sonucunda elde ediliyor. Atık birkisel ve hayvansal yağlar da biyodizel hammaddesi olarak kullanılabiliyor.
Atık Yağlar Çevre Kirliliğine Sebebiyet Veriyor
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayınlanan, “Bitkisel ve Hayvansal Atık Yağlardan Biyodizel Üretimi” verilerine göre; Türkiye’de yılda 1 milyon 500 bin ton bitkisel yağ gıda amacı ile kullanılıyor. Bu yağlardan yaklaşık 150 bin ton atık yağ oluşuyor.
Türkiye’de her yıl binlerce ton bitkisel yağ kullanıldıktan sonra lavabolara döküldüğünü dile getiren IFAT Eurasia Proje Müdürü Namık Sarıgöl, “Geri kazanılmayan yağlar geri dönülmez çevre sorunlarına yol açabiliyor. Atık yağlar su kirliliğinin yüzde 25’ ini oluşturuyor. Bir litre atık yağın lavaboya dökülmesiyle bir milyon litre içme suyu kullanılmaz hale geliyor. Birleşmiş Milletler Raporu’nda 2025 yılında dünya nüfusunun üçte birinin temiz içme suyu sıkıntısı çekeceği belirtiyor” diye konuştu.
Biyodizel Üretimi için İdeal Ülke: Türkiye
Sarıgöl sözlerini söyle sürdürdü: “Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun (EPDK) yayınladığı tebliğ ile 1 Ocak 2018’den itibaren motorine zorunlu olarak binde 5 biyodizel harmanlama düzenlemesini getirdi.
Bu karar sektörde hareketliliğe neden oldu. Biyodizel üretiminin yaygınlaşması ülkemiz açısından çok önemli. Biyodizel üretimin artması için hammadde üretimin de artması gerekiyor. Türkiye biyodizel için çok uygun. İklim koşulları, kolza, soya, ayçiçeği, aspir, yerfıstığı vb. hammaddelerin hasat edilmesi için elverişli. Bir diğer hesapla geri kazanamadığımız atık yağ miktarı 100 bin tonun üzerinde. Yerli ve milli kaynaklardan ihtiyacımız olan enerjinin bir kısmını elde edebiliriz. ”